Epeydir hangi arkadaşımla konuşsam herkes çok dertliydi de genelin buluştuğu ortak dert "verim alamamak, odaklanamamak"tı. O yüzden bir beklentiyle okudum ve açıkçası beklentimi karşıladı. Kitabı almadan önce, bir öneri gönderisinin altında "Zaten odaklanamıyoruz, kitabı nasıl okuyacağız?" diye güldüğüm bir yoruma denk gelmiştim:) Öncelikle silahlarınızı indirebilirsiniz, gayet akıcı bir dille yazılmış. Johann Hari; dikkatin çalınmasının ne demek olduğunu, bunun sosyal hayatımızdaki etkilerini, kurtulmak için alternatif çözüm yollarını bilimsel kanıtlarıyla; yer yer bizzat kendi teknolojisiz, dingin bir üç aylık tatil süreci üzerinden temellendirerek anlatmış ki okurken çok kez "alıp çantamı çıksam, dağ evine yerleşsem" hayali kurdum ve 25'imden önce temelli yapacağım bunu. Kitapta ana olarak,odaklanma sorununun yalnızca bireysel bir problem olmaktan çok topluma dayatılmış bir durum olduğu ve nedeni vurgulanmış. Kitabın 19. sayfasında bunu obezite gibi bir örnek üzerinden somutlaştırmışlar: Obezite bundan elli yıl önce çok nadirken günümüz Batı dünyasında çok sık görülmeye başladı. Bunun nedeni birden bire açgözlü veya kendini tutamaz hâle gelmiş olamamız değil. "Obezite tıbbi bir salgın değil- toplumsal bir salgın. ..." Yaşam tarzımız ciddi ölçüde değişti- sunulan gıdalar değişti, yürümenin veya bisiklete binmenin zor olduğu şehirler inşa ettik- ve çevremizdeki bu değişimler vücutlarımızda değişimlere yol açtı. Değinilen ve ilgimi çeken noktalardan biri de gece gelen enerji üzerineydi. Avcı toplayıcı topluluklarda insanların biyolojik saati güneşin doğup batmasıyla paralelken günlük işlerini tamamlayan birey hava kararmaya yakın kabilesine geri döndüğünde kabile içi işlerle ilgilenebilmesi için itici bir enerji geliyordu. Bizler günümüzde yapay ışıklarla kendi gecemizi gündüzümüzü yönetmemizle, gelen bu enerjiyi gece saatlerine öteledik ve bu durum her ne kadar gün içinde yetersiz uykudan odaksız ve verimsiz kalsak da geç vakitlerde bizi yanıltıp yine uyku saatini gerek bir film gerek bir medya trendi üzerinde geçirerek ertesi günü de hiç etmemize neden oldu. Bir başka konu da ekonomik stresin dikkat üzerinde etkisiydi. Çok uzatmadan kitapta verilen bir deneyden bahsedeceğim. Üzüm hasadı öncesindeki fakirlikte ve hasattan sonra gelen zenginlikte yapılan iq testlerinde 13 puanlık ki asla azımsanamaz bir fark olduğu ortaya koyulmuş. Akış hâli (#188570737), zihin gezinmesi (#188694626) , zalim iyimserlik ve dikkatin üç katmanı: spot ışığı, yıldız ışığı, gün ışığı, artı bir stat ışıkları gibi birçok kavramın da üzerinde durulmuş. Severek ve yararlı olduğunu düşünerek okudum. (Spot ışığı: Ânında/dolaysız eylemlere odaklanmak. Yıldız ışığı: Daha uzun vadeli hedefler, projeler için kullanabildiğimiz odaklanma biçimi. Gün ışığı: Uzun vadeli hedeflerinizin neler olduğunu bilmenizi sağlayan odaklanma biçimi. Stat ışıkları*: Birbirimizi görme, işitme ve kolektif hedefler oluşturup bunlar için birlikte savaş verme becerimiz.) "Işığımızı kaybediyoruz."(syf263- #189017430)

Çalınan DikkatJohann Hari · Metis Yayınları · 01,482 okunma

··

1 artı 1'leme

·

1.703 görüntüleme

Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.