Milletin canı bu saatte pizza çeker, pide çeker benim de bir inceleme yazmak çekti.Hani bunu bak bak sıkı okur olduğunu kanıtlamak istiyor bize de ondan yazıyor, duyun da inanmayın demeyin sakın,bu saçmalıklara hiç ihtiyaç duyan birisi değilim(: Bu yoktu öyle içimden geldi sadece (: Geçmişe dayalı okuduklarımın bazıları hakkında ufak da olsa birkaç bir şey yazmak istedim, tutmuş olduğum notların üzerine eklemeler yaparak bazılarını paylaşmak istedim yılın son günlerinde ve bu sebeple ilk durağım benim için çok özel bir yazar olan Federico Garcia Lorca'dan başlamak istedim. Öncelikle onun ilginç hayat hikayesi ile karşılaşmıştım satır aralarında, beni son derece kendisine çekmişti hayat hikayesi.İspanyol İç Savaşı'nda henüz 38 yaşında öldürülmüştü.Kitaplarında bolca politika altyapısında şekillenen üzeri aşk hikayeleri ile örtülü hikayeler ve şiirleri beni muazzam derecede etkilemeyi başardı. Kanlı Düğün pek çok kişilerce en önemli eseri seçilmiş ve benim de okuduktan sonra bu konuda beğenilere hak vermeme sebep olmuştur.Kitap bir aşk ekseni çevresinde şekilleniyor gibi görünse de İspanyol toplumunun o 1930lu karışık dönemlerinden esintiler mevcuttur.Kitap toprak ağalığı ve o feodal yapıyı aşk hikayesi ile oldukça başarılı harmanlamış. Bu tiyatro oyunununda ülkemizde sıkça hâlâ aşina olduğumuz töre kavramı ve toplumun katı kurallarının insanların özgür iradelerine vurduğu kilidi ilmek ilmek işlemiş. Kitaptan biraz bahsedecek olursak kocası ve oğlu bir kan davasında öldürülen Anne, diğer oğlunu kan davalı olduğu ailenin kızı ile evlendirmek ve aralarındaki bu husumeti bitirmek ister.Oğul Leonardo'nun sevdiği bu kız ile söz kesilir ancak kız tarafı varlıklı olmadığı için Leonardo'yu geri çevirir. Leonardo, sevdiği kızın kuzeni ile evlenmek zorunda bırakılır. Annesi ile birlikte, evlilik koşullarını konuşmaya gittikleri sırada eski sevgilisinin de evlendirileceğini öğrenir. Leonarda evlenir ancak geceleri sürekli atıyla gezintiye çıkar, sevgilisinin evinin yakınlarında dolaşır ve karısının sorularına da cevap vermez. Eski sevgili olan Gelin, düğün sabahı Leonardo'yu bulur ve birlikte kaçarlar. Kaçmaları sonucunda bu sefer diğer damat bu ikisinin peşine düşer ve böylece kan davası yeniden başlar. Damat Leonardo ve gelini arkadaşları ile birlikte kovalar ve bir yerde kıstırır.İkisi birden kapışmaya başlar ve bu kapışma sırasında her ikisi de ölür.Böylece gelin damatsız anne oğuzsuz kalır.Bize de böylece kitabın bir yerinde geçen şu alıntıyı hatırlatır: ■Dünya büyük, herkese yaşayacak yer var. Sf48 Dünya büyük herkese yaşayacak yer var fakat insanların arzuları, istekleri karşısında dünya bazen o kadar ufak kalabiliyor ki, bir karınca yuvası dahi bu küçüklüğü ifade etmek için yetersiz kalabiliyor. Bu kitabı mutlaka okuyun, neden okuyun, içerisinde İspanyol kültüründen bolca esintiler mevcut, İspanyanın siyasi sorunları, aklın devre dışı kaldığı töreleri, kan davalarının ne kadar insanı aşağılayan, acizleştiren yönleri olduğunu kendi gözlerinizle görmek ve 1930ların İspanyası hakkında bir fikir sahibi olmak, genel kültürünüze ekstra bilgiler eklemek isterseniz, elinizde tutmuş olduğunuz kitap sayfa sayısı bakımından küçük ama içerik açısından bir ansiklopedi değerindedir.Keyifli okumalar.

Kanlı DüğünFederico Garcia Lorca · İş Bankası Kültür Yayınları · 20201,439 okunma

·

697 görüntüleme

Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.