Gönderi

Yemekhanenin beyaz duvarları, her birinde farklı bir alıntı yazan renkli kağıtlarla kaplı. Bunların arasında Joseph Proudhon'un meşhur tiradi da var: "Yönetilmek gözlenmektir; incelenmek, kurcalanmak, idare edilmek, güdülmek, kontrol edilmek, hapsedilmek, evcilleştirilmek, nasihat dinlemek, kısıtlanmak, değerlendirilmek, yargılanmak,
Sayfa 133Kitabı okudu
··
86 views
Welat Boran okurunun profil resmi
Anarşistlere göre, öğretmenlerin çocuklar üzerinde otorite kurarak bilgiyi öğrencilerin sessiz, itaatkâr kafalarına döktüğü bir hiyerarşi, eğitimin başındaki beladir (Avrich, 2006). Eğitim metodolojilerinin yirminci yüzyıldaki evrimi ve son zamanların "öğrenci odaklı eğitim" trendine rağmen çoğu okulun altyapısında bir değişiklik olmadı (Rogers, 1983a ve 1983b). "Öğrenci odaklı eğitimin" ne zaman ve nerede olacağına ve öğrencinin ne öğreneceğine karar veren hâlâ öğretmenlerdir. Öğrenci katiyen karar sürecinin odağı değil, "tepeden" gelen kararların edilgen alıcısıdır. Kendilerine sahip çıkmayı değil, itaati öğrenirler. Primitivist yazar Derrick Jensen'in (2000) kültürümüzün temel inancı olarak gördüğü, "başkalarını isteklerimize göre eğmenin sadece makul değil. makbul ve gerekli olduğu" düşüncesine dayanırlar (s. 242). On iki yıl boyunca günde aşağı yukarı altı saat geçirdikleri ve resmen hiçbir söz hakkına sahip olmadıkları bu yerde tek öğrendikleri güdülmekken bu derin edilgenlik normalleşir ve boyun eğişin ümitsizliği çocuğun derisinin altına işler. Bu, onları bekleyen tüketimci gelecek için biçilmiş kaftandır (Giroux, 2000)
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.