Dita ve milyonlarcası. Gerçek bir hayat. Ne yazacağımı bilmiyorum. Yaşananlar kelimelere sığmaz. Muhtemelen Dita’da bize acıyıp yaşanılanların hepsini aktarmamıştır. Kalbim sıkıştı okurken. Harfler kelimeler üstüme üstüme geldi. Auschwitz toplama kampı. Binlerce insanın günde tek bir öğün suyun üzerinde tek bir pancar tanesi yedikleri. Yataklarda iki kişi kaldıkları. Tüm gün pis işler yaptıkları. Uzun saatler yoklama alınan. Ve sessiz sedasız gaz odaların öldürülen insanların kampı. Sıcak havalarda insan küllerinin üstüne yapıştığı o iğrenç yer. Değil kelebeklerin sineklerin bile uğramadığı o dikenli tellerin arkasında verilen mücadele. 31. Blokta nazilerin göz boyamak için kurdukları bir okul. Gönüllü öğretmenler ve herkesin saygı duyduğu bir lider. Ve Ditanın payına düşen o altı adet kitap ile kütüphanecilik görevi. Ne olursa olsun görevinden kitaplarından asla vazgeçmedi. Bize anlattıklarıyla umudu sevgiyi sabrı açlığı ve acizliği gösterdi. Derinden yaraladı beni kitap. Doğru cümleleri bulup buraya bir şeylerde yazamadım. Ama seni asla unutmayacağım Dita. Bu arada Büyülü Dağ ve Monte Cristo Kontunu okumadıysanız kitapta spoiler bolca mevcut.

Auschwitz KütüphanecisiAntonio González Iturbe · Pegasus Yayınları · 20201,834 okunma

27 görüntüleme

Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.