Selamün aleyküm
Yazarımızı 1k'da görüp eserini edindim ve kitabını okudum.
Nasıl başlasam, incelemeye ve nasıl anlatsam bilemiyorum..
Sanki eser öncelikle sizinle konuşuyor, dile gelmiş tatlı tatlı kelamlerını ifade ediyor.
Hani soğuk bi kış günün de, dışarda elleriniz, kızarır burnunuzu hissetmezsiniz soğuktan ve eve girdiğiniz an sıcacık sobanın yanında bedeninizi dinlendirirsiniz...
Onun gibi bişey, bu kitapta ruh limanı..
İncelemelerinden dolayı Çok beklentiye girmiştim ve o beklentinin katlarcasını da hak ettiğine kanaat getirdim.
En sevdiğim yanı ise naiflik ve zariflik akan bir çok mısralara hakim olmasıydı...
Sevgiyi, hüznü, acıyı, sızıyı, en can noktam olan yağmuru o kadar ince ve yumuşak bir şekilde dökmüş ki yazarımız...
Dinlendirme kitabı diye kafamda isim verdim bu esere :)
Son olarak içinden bi alıntı bırakayım;
Karşılıksız sevgi için şöyle diyor Yazarımız;
Anahtarı içeride kalmış bir evin kapısını vurmak gibidir;
Karşılıksız sevgi...
Aniden kapı açılacakmış gibi gelir insana Ama günün sonunda kırılan; Hep pencere camının kalbi olur...
Ve şu can alıcı soru ile noktalıyor..
Sorular... Asıl sorulması gereken kişiye sorulmadığı için, anlamsız kalıyor... Öyle değil mi?
Ruhunuzu dinlendirecek bir liman arıyorsanız, her daim baş ucu kitabınız
olmaya yakışan bu değerli ve evrensel dille yazılmış eseri, herkezin okumasını ve bir cümle dahi olsun konuşmasını çok isterim..
Selametle..