Varoşçu bir felsefeyle yazılmış bir felsefik roman. Zaten Sartre'ın hayatına baktığınızda varoluşçu bir yazar-düşünür. Yazarla Roquentin karakterini ben özdeş buluyorum. Sartre da varlığı ile yüzleşirken varoluşsal sıkıntıları,bulantıları olmuştur. Günlük halinde devam eden romanın bazı bölümleri varoluşu sanatsal bir şekilde vermiş. Bu da romanı etkileyici kılmış. Nasıl hamile olan kadının bulantısı varsa romanın başkahramanı Roquentin de kendi varoluşunu doğururken midesi bulunmaktadır. Diğer taraftan her şeyin anlamsızlığı, insanların ve davranışlarının kötülüğü, yersizliği de kahramanın bulantısını tetiklemektedir. Karakterimiz bazı zamanlarda varoluşsal sancılar ile cinnet haline de geçer sonra varlığınını dünyaya getirince bir nebze olsun rahatlar. Günlük halinde olan roman varoluşçu felsefe için çok önemli bir kitap ilk başta biraz sıkılsam da bırakmadım ve iyi ki okudum dedim.