Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

Bir kayın ağacının yanında durdun. Ölüme hazırlanmak için diz çökmemi söyledin; bana bir çeyrek saat tanıyordun bu dünyadan ayrılmam için. Uzun yürüyüşümüz sırasında, sana bakmadığım zamanlar, bana gizlice yönelttiğin kaçamak bakışları, garipliklerini fark ettiğim bazı davranışları birden anımsadım, bir kitabın açık sayfaları gibi. Doğrulanmıştı kuşkularım. Sana karşı koyamayacak kadar güçsüzdüm, beni yere yıktın, titreyen yaprağı kasırganın savurması gibi. Bir elin iki kolumu kıskacına alırken bir dizin göğsümde, öteki nemli topraktaydı; kemerine asılı kından bir hançer çıkardığını gördüm öteki elinin. Olanaksızdı direnmem, ve kapadım gözlerimi; bir sığır sürüsünün, rüzgârın getirdiği ayak sesleri duyuldu, biraz uzakta. Bir çoban sopasının ve bir köpeğin çene kemiklerinin tedirgin ettiği bir lokomotif gibi ilerliyordu sürü. Yitirecek zaman yoktu, ve sen anladın bunu; beklenmedik bir yardımın yaklaşması kas gücümü iki katına çıkardığı için, amacına erişememekten korkarak, ve iki kolumu birden devinimsiz tutamadığını fark edip, sağ bileğimi kesmekle yetindin, çeliğin ağzını hızla bastırıp. Yere düştü kopan parça. Ben acıdan kıvranırken, kaçtın sen. Çobanın yardıma nasıl geldiğini, iyileşmem için ne kadar zaman gerektiğini anlatmayacağım sana. Beklemediğim bu ihanetin, bende ölmek isteği uyandırdığını bilmen yeter. Göğsüm kurşunlara hedef olsun diye, savaşlara katıldım.
·
20 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.