Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

Sezai Karakoç'un Hâtıraları'nda Millî Görüş
Sezai Karakoç merhumun Hâtıralar'ı neşredildiğinde en merak ettiğim hususlardan biri Millî Görüş olgusuna dair fikirleri idi. Hâtıralar'ın ikinci cildinde bundan bahsedeceğinin sinyallerini almış ve nihayet sonlara doğru etraflıca ele aldığını gördüm. Bildiğimiz üzere, Necip Fazıl merhum Rapor serisinde Erbakan merhum ve Millî Görüş hareketine son derece şedit bir dille taarruz ediyor. Lâkin Sezai Karakoç'un daha itidalli bir üslûbu benimsediğini görüyoruz. Üstelik bütün bu tenkitlerini Millî Görüş zamanında serdetmediğini, bunun da sebebinin "Müslümanlar kavga ediyor" fitnesinin küffar nezdinde sevince sebep olmaması olduğunu görüyoruz. Sezai Karakoç, Millî Nizâm Partisi'ni kuranların şahsî hayatlarında Müslümanlığın hâkim olduğunu, ama mâzilerinde Necip Fazıl, Sezai Karakoç gibi isimler davalarda sürünürken sessiz sedasız kendi köşelerinde oturarak suya sabuna dokunmamış kişiler olduğunu söylüyor. Durum buyken ortaya bir "Müslüman Parti" sıfatıyla çıktıklarını ve böyle yaparak diğer partilere oy veren inananları zan altında bıraktıklarını belirtiyor. Ayrıca mezkûr geçmişleri sebebiyle uzun yıllar inanana kan kusturan rejimin böyle bir parti kurulmasına ses çıkarmadığı kanaatinde. Karakoç, kendisinin bunu kabul etmeyeceği bilindiği hâlde daha sonra sual edildiğinde, çağırdık gelmedi, demek için davet edildiğini izhar ediyor. Üstelik çevresinde temerküz eden gençleri de muhtelif gazete ve dergilerin bünyesine almak sûretiyle (ç)aldıklarını belirtiyor. Daha sonra kendisine de Millî Gazete'de muharriklik teklif ediliyor. Zira Karakoç'un kendileri aleyhinde yazmasından korkuluyormuş. Fakat teklifi kabul eden merhum, bu sefer de lehlerinde yazmadığı için bir rahatsızlık duyulduğunu söylüyor. CHP ile ittifak konusunda ise o zaman için her ne kadar tasvip etmese de bari o zamana kadar inananlara kan kusturan 163. maddenin lağvedilmesini şart koşmalarını istemiş. Lâkin Millî Görüş çevresi 1979'da ucu kendilerine dokunana kadar buna değinmemiş. Necip Fazıl'ı kendilerine küstürmelerini de bir zaaf olarak belirtirken Necip Fazıl'ın Erbakan merhum için söylediği şu cümleyi paylaşıyor: "Necmûddin, her şeyi mahvetti." Ayrıca Erbakan'ın profesör olmasının bir fikrin ve neslin lideri olmaya soyunmasına yetmeyeceğini düşünüyormuş. Bu kanaati geçen zamanla daha da muhkemleşmiş. Bütün bu tenkitlerini Millî Görüş çevresi ile konuştuğum zaman ise Necip Fazıl Kısakürek ve Sezai Karakoç'u önemli kişiler olarak gördüklerini ama fikirlerinin gerçeklikte bir karşılık bulmadığını söylediklerini gördüm. Erbakan'ın daha yere basan adımlarla daha geniş kitleleri etkilediğini ve bugüne kadar uzanan kazançlar elde ettiğini söylediler. Ben bu beyanlar karşısında iki tarafa da bir şey söylemiyor ve ayrılıklar nezdinde derin bir teessür duyuyorum.
Ömer
Ömer
·1 alıntı·
419 görüntüleme
Ömer okurunun profil resmi
Millî Görüş'ten arkadaşıma bu konudan bahsettim: "Allah affetsin." dedi. "Kimi?" dediğimde de "Sezai Karakoç'u. Erbakan Hoca'yı anlayamamış." dedi. Nedense bu "Anlayamamış" mevzusunu hakkaniyetli bulmuyorum. Zira Sezai Karakoç merhumun anlattığından anladığım, iki tarafında birbirine karşı yanlışları olmuş. Neden bir tek adama böyle mânâ yüklemek...
Bu yorum görüntülenemiyor
Allahın funny bi kulu okurunun profil resmi
En merak ettiğim yer kaydettim ama okumayacam. Okuyunca kitabı bakacağım inşaallah. 😧
Ömer okurunun profil resmi
İnşaAllah hocam :) Allah razı olsun.
1 sonraki yanıtı göster
Ömer okurunun profil resmi
Aldığım bir itiraz da şu oldu: Necip Fazıl'ın yazdıkları insan fıtratına aykırıymış...
Ömer okurunun profil resmi
Bir diğer tartışma konusu ise Teoman Duralı hocanın bu sözleri oldu: #176426881 İnsanlar ne kolay konuşuyor, Erbakan hoca insanların zayi olmasını engelledi, dendi. Elbette böyle düşünmüş olabilir, ama o hâlde Demirel'e zamanında böyle demenin olayı nedir? Demirel de aynı duyguları paylaşmış olabilir.
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.