Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Gönderi

211 syf.
·
Puan vermedi
Tıpkı Barbarları Beklerken gibi alegorik bir roman Michael K da. Yarık dudaklı ve zihinsel engelli dünyaya gelen Michael K, belirtilmeyen ama 1970-80’ler hissi veren bir dönemde, Güney Afrika’da hizmetçilik yapan annesiyle yaşayan, parklarda bahçıvanlık yaparak hayatını idame ettiren biri. Kitabın başlarında bu iki karakterin, Eduardo Agualusa’nın Unutmanın Genel Teorisi’ni bana çokça anımsatan şekilde, iç savaşın sürdüğü dış dünyadan kendilerini soyutlayarak, bir apartmanda yaşamaya çalışmaları anlatılıyor. Giderek hararetlenen iç savaş, isyancılarla askerler arasındaki çatışma nedeniyle Michael K, hasta annesini doğup büyüdüğü köye götürmek üzere yola çıkıyor ve romanın kalanında karakterin başından geçenleri okuyoruz. Çok derinlikli, pek çok yorumu mümkün kılan bir alegorik roman bu. Coetzee’nin hemen her eserinde gördüğümüz ırkçılık ve sömürgecilik meselelerinin yanı sıra, daha geniş bir açıdan bakarak oldukça güçlü bir sistem eleştirisinin de kurguya yedirildiğini görüyoruz. Zihinsel engelli ancak aslında hepimiz gibi, kendi dünyasında yaşamak, toprağını ekip biçerek karnını doyurmak ve huzurlu bir şekilde yaşayıp gitmek isteyen bir insanın sistemin çarkları tarafından öğütülmesinin ve buna karşı pasif direnişinin hikayesi roman. Sistemin her insanı hizmet ettiği ölçüde barındırdığı, etmeyen ya da edemeyenin ‘anormal’ olarak etiketlenip yine aslında sisteme hizmetle yükümlü güvenlik güçleri, sağlık çalışanları tarafından ‘iyileştirme, bakılma’ adı altında tekrar ‘işlevsel’ hale getirildiği düzeni muhteşem yansıtıyor Coetzee. Doğadan koparılan, kendine ve diğer insanlara yabancılaşan insanın, ihtiyaçlarının dahi düzene hizmet etmesi koşuluyla ve sadaka verilir gibi karşılanması, ister bir birey ister bir ülke, hizmeti bitip sömürüldükten sonra da bir kenara atılması ve bunun ‘asalak’ damgasıyla kendisinden kaynaklanan bir sorun olduğu algısı yaratılarak yapılmasına da keza çok güzel parmak basıyor. Böyle bir düzende dışarıda kalan karakterin, bana biraz Han Kang’ın Vejetaryen romanını da anımsatan pasif direniş haliyle de çok etkileyici bir hikaye anlatıyor. Üç bölümden oluşan romanın, ilk ve son bölümleri üçüncü tekil anlatıcıyla Michael K’nın yaşadıklarını aktarırken, ikinci bölümü karakterin alıkonduğu bir kampın rehabilitasyon bölümünde ona bakan doktorun içsel monoloğundan oluşuyor. Bu sayede hem karaktere uzaktan bakarak yaşananları hem de bunların başka bir insanın gözünden yansımasını okuyabilmeyi mümkün kılmış Coetzee ve daha da önemlisi kim ‘normal’, kim ‘asalak’ sorularının altını çok güzel çizmiş. Çok, çok iyi bir roman Michael K. Utanç’ı da sevmiştim ama açıkçası Coetzee’nin Barbarları Beklerken ve Michael K romanlarının çok, çok daha iyi olduğunu düşünüyorum.
Michael K. Yaşamı ve Yaşadığı Dönem
Michael K. Yaşamı ve Yaşadığı DönemJ. M. Coetzee · Can Yayınları · 2018231 okunma
·
1.201 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.