Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

724 syf.
10/10 puan verdi
"Tutunamayanlar" Kitap İncelemesi
Yalnızlık, duygular, ölüm, yaşam, sevgi, arkadaşlık, şarkılar, mektuplar, umut, sağlık, pişmanlık, hüzün, mutluluk… Hepsi bir kitapta toplanmış olabilir mi? Kitap, hayata ne yazık ki tutunamayan Selim’in intiharı ile başlıyor. Selim’in arkadaşı Turgut bu ölümden doğal olarak çok etkileniyor ve zaman zaman düşündüğü tek şeyin Selim olduğu bile oluyor. Bu süreçte kitabı okurken hem Turgut’un duygularını tüm çıplaklığıyla okuyoruz hem de Selim’in kaleme aldığı günlükleri, şarkıları okuyoruz. Genel anlamda epey yıkıcı, sizi düşünmeye iten; belki de size içinden çıkamayacağınız duygular hissettirecek bir kitap “Tutunamayanlar”. Kitap kasvetli havası, umutsuz atmosferine rağmen intihar güzellemesi gördüğümüz bir eser değil, daha çok hayatın zorluklarına rağmen yaşamanın ne kadar değerli olduğuna dair bir kitap diyebilirim. Elbette her okurun fikri farklı olabilir ama arkadaşının ölümünden sonra Turgut’un bu kadar etkilenmesi bile insana intiharın aslında ne kadar yıkıcı bir süreç olduğunu anlatabilen cinsten. Kitapta Selim de Turgut da çok düşünen, özel bir zekaya sahip insanlar olarak gösteriliyor ve başka yazarların eserlerinden alıntılar da yapılıyor. Yirmi bölümden oluşan kitapta birçok edebi teknik aynı anda kullanılmış, bu durum her ne kadar deneyimli olsa da okuyucuyu zorlayabilir. Örneğin bir bölümde Selim’in yazdığı şarkılar ve bu şarkıların analizi yapılıyor ki analiz yapma işini anlatıcının okura bırakmamış olması Selim’in yanlış anlaşılmasını engellemek amacıyla yapılmış bir seçim olabilir. Bir başka ilgimi çeken bölümde noktalama işareti ve yazım kurallarına asla önem verilmiyor, cümleler tamamlanmıyor, noktalama işaretlerinin eksikliği ve Turgut’un düşüncelerinin bilinç akışı tekniğiyle aktarılması tekrardan okuru biraz zorluyor. Okuru zorlamasına rağmen bu bölüm aynı zamanda okura Turgut’u anlamak için çok güzel bir fırsat sunuyor. Bir bölümde yalnızca Selim’in günlüklerine yer veriliyor ve bu günlüklerde Selim ne kadar güçsüz olduğunu ve kendini kötülemek istediğini çok kez belirtiyor. Hayata tutunamayacağını anlamış olan Selim aynı zamanda diğer insanların kendi yolundan gitmemesi için tavsiye niteliğinde paragraflar da yazmış, bence çok umutsuz bir karaktere anlatıcının böyle özellikler eklemiş olması son derece özel. Eserde geriye dönüş tekniği en sık görülen tekniklerden. Yer yer Turgut’un yer yer ise Selim’in çocukluğuna iniliyor ve Turgut, geçmişte yaşanmış olayları bir travma olarak görüyor, bunlarla Selim’in ölümünü bağdaştırmak amacı içerisine giriyor. Genel olarak Turgut’un hayat çıkarımları, her şeye rağmen hayata tutunmaya çalışması ve “Tutunamayanlar”a olan bakış açıları tartışılıyor. Eğer incelemelerimi takip ediyorsanız benim olay hikayelerinden çok durum hikayelerini sevdiğimi biliyorsunuzdur. Bunun nedeni durum hikayelerinin bana daha duygusal, daha gerçek geliyor olması. Bu kitap da kalınlığına bakıldığında ilk başta hakkında hiçbir şey bilmiyorsanız size olay hikayesi anlatacakmış gibi gelebilir ama bana göre bu kitap yedi yüz otuz sayfalık bir durum hikayesidir. Kitapları böyle kalıplara koymayı hiç sevmem, yine de bu kitaptaki ana etken olan olaylar değil de duygular, yazılar, arşivler olduğundan bana göre bir durum hikayesidir. Kitapta, anlatıcının duyguları ne kadar iyi aktardığından bahsetmeden geçmemek lazım. Kitabı gerçekten Turgut ile empati kurarak okuyabiliyorsunuz, hatta ve hatta okurken bazen Turgut oluyorsunuz, bazen Selim… Kitaba başlamadan önce kitaba daha önce başlamış ve yarım bırakmış olan bir arkadaşımla tartışmıştık. Kitabı çok beğendiğini söylemişti, sonrasında nedensizce kitabı yarım bıraktığını ama devam etmeye hevesli olduğunu söylemişti. Aslında benim de kitabı okurken hem bu kitabı hem de başka, daha çerezlik bir kitabı okumak istediğim dönemler oldu çünkü bazı bölümler arasında net bir bağlantı güçlükle görülebiliyor ve bazen okur bir ara vermek isteyebiliyor. Yine de uzun bir deneyim olsa da iki haftada kitabı bitirebildim. Özellikle olay odaklı olan bölümlerin anlatımı çok akıcı, bu nedenle kitabı yarım bırakmayın derim. Kitap, okumayı bitirdikten sonra da arada dönüp dönüp altını çizdiğiniz yerlere, aldığınız notlara bakacağınız; adeta koca bir kitaplık değerinde bir eser. Daha önce okuduğum hiçbir esere benzemiyor, öyle ki çok klasikleşmiş eserlerden bile epey farklı olduğunu her yönüyle belli ediyor. Önsözler, Turgut’un sonsözü, editörlerin notları da bir okur olarak benim için epey değerliydi, okumadan kitabı rafınıza kaldırmamanız tavsiyemdir. Kısacası belirli bir yaşa geldiyseniz ve belirli bir bilg birikiminiz varsa, hayata tutunmaya çalışan ve belki zorlanan, belki bunu rahatça başaran biriyseniz bu kitabı okumanızı tavsiye edebilirim. Hepimiz biliyoruzdur ki “Genç Werther’in Acıları” ilk basıldığı dönemde okurlarda yüksek intihar oranlarına neden olmuştur fakat bana göre bu kitap kasvetli atmosferine rağmen bu etkiyi sağlaması için bir kitap değil. Amacım iki kitap arasında karşılaştırma yapmak değil, sadece örneklerle daha iyi anlaşılmayı amaçlıyorum. Bana göre bu eser “Tutunamayanlar”ın daha iyi anlaşılabilmesi ve bu tutunamama durumuna farkındalığı artırmak için yazılmış bir kitap gibiydi. Belki de yazarın amacı bu değildi fakat özellikle bazı tutunamayan insanlar hakkında bilgiler verdiği bölümde bu konuya farkındalık katılmaya çalışıldığı gözle görülebiliyor. Tavsiye eder miyim ederim. Ve naçizane önerim her bölümün farklı oturuşlarda, araya daha çerezlik kitaplar konularak okunmasıdır, aksi takdirde kitabı yarım bırakma isteğiniz doğabilir. Bir sonraki kitap incelememde buluşmak dileğiyle, şimdilik hepinize bol kitaplı günler diliyorum!
Tutunamayanlar
TutunamayanlarOğuz Atay · İletişim Yayınları · 202062bin okunma
·
282 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.