Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

Baktın ki hoşuna gidiyor, olanca bağrını aç dostluğuna; onunla, kendinle konuşur gibi cesaretle konuş. Sen de öyle bir hayat sür ki, bu yaşamda yalnız kendine açtığın sırların, düşmanına bile açabileceğin sırlar olsun. Ama genellikle saklanması âdet olmuş kimi olaylar da olabileceği için, sen dostunla bütün endişelerini, düşüncelerini paylaş. Bir insanı güvenilir sayarsan, güvenilir yaparsın. Çünkü kimi insanlar, aldatılmaktan korktukları için aldatmayı öğretirler insana; kuşku duymak ve suç işleme hakkını tanırlar ona. Neden dostumun yanında kimi sözleri söylemekten kaçınacakmışım? Neden onunla birlikteyken kendimi bir bütün hissetmeyecekmişim? İnsanlar vardır, yalnız dostlara söylenmesi gereken şeyleri, herkesin önünde ulu orta anlatırlar; söylemek için yanıp tutuştukları her şeyi, önlerine gelenin kulağına boşaltırlar. Buna karşın, öyle insanlar vardır ki, en çok sevdiklerine bile açılmaktan korkarlar ve ellerinden gelse kendilerine bile güvenmeyeceklerdir. Bütün sırlarını yüreklerinin en derinine gömerler. Hem herkese inanmak hem de hiç kimseye inanmamak! İkisini de yapmamalı, çünkü ikisi de hatadır. Aslında hatanın biri daha onurlu, öteki daha güvenlidir. Şu iki tür insan da ayıplanmalı bence: Hem hep endişe içinde yaşayanlar hem de hep bir vurdumduymazlık içinde olanlar. Hayhuydan hoşlanan bir insanın çalışması, bir çalışma değil, huzursuz bir ruhun çırpınışıdır. Her davranışı bir baş belası saydığından, ötekinin davranışı da huzur değildir, bir çöküntü, bir bitkinliktir. İşte bu yüzden Pomponius'ta okuduğum bir düşünceyi iyice yerleştirelim zihnimize: "Kimileri öylesine gizli, kuytu yerlere saklanmışlardır ki, aydınlık olan her şeyi bulanık sanırlar." Bu iki hali birbirine yedirmeli; rahatlık içinde olanın iş yapması, iş yapanın da dinlenmesi gerekir. Doğaya akıl sor, sana şöyle diyecek: "Benim gecem de var, gündüzüm de!"
·
13 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.