Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Gönderi

herkes, allah'ın insanı yaratmaya ihtiyaç duyduğu üzerinde hemfikirdir; öyle bir ihtiyaç ki allah, kendisinin yarattığı büyük ve hayranlık uyandırıcı varlıkta kendini garip hissetti, sınırsız ve sessiz gök çöllerinde, sonsuz fezaların yalnızlık ve sessizlik çölünde, kör semavi cisimler üzerinde, toprak yüzeyde, her yerde yalnız hissetti; herkese yabancı, herkesle uyumsuz, kiminle konuşabilir, kimi dinleyebilir? gökler onu tanımıyordu, hepsi o'nun en yakını olan, en özel varlıkları olan, o'na tapan ve o'na itaatten asla yüz çevirmeyen melekler o'nu hissetmiyordu; o'na kulluk ediyorlardı, ama o'nu tanımıyorlardı; aşk meleği de bilmiyor, sadece tapmayı biliyor. bu, allah için kafi değildir. melek asla günah işlemez, isyan etmez, başkaldırmaz, allah'ın iradesi karşısında tam bir teslimiyet içindedir. tabiatı gereği allah'a itaat ediyor, o'nun rızasını gözetiyor ve o'na teslim oluyor; fakat allah, bu alemde onun yerine, allah'ı ve allah'ın onca tanrısal güzelliklerini tanıyan, anlayan kimsenin olmasını tercih etti; her ne kadar günah işlese, isyan etse, bazen allah'ın rızası için çalışmasa, tamamen allah'ın iradesine teslim olmasa da dünya da ondan bir yarıyı kendi temellükünde tutsa da ... ve bu yüzden adem'i seçti, insanı seçti, bu ikili varlığı, cismi, bedeni toprağa, yere ait olan, ''hamein mesnün'' (çamur, balçık, toprak), diğer yarısı, ruhu ise allah'ın ruhunun nefhasından olan, ruhu allah'ın bizzat kendi ruhu olan varlığı seçti, tercih etti: ''ve ona kendi ruhumdan üfledim.'' (15/hicr süresi 29) adem'i bu ikiliksel varlığı, bu iki zıddı kendisinde bir araya getireni yaratınca, sevinçten, artık yalnız olmamasının, artık meçhul olmamasının sevincinden meleklerin ona secde etmelerini, karşısında eğilmelerini emretti. buradadır ki allah kendi aşina olduğu boy posa, endama bakıyor ve şevkten feryat ediyor: ''yaratıcıların en güzeli allah ne yücedir!'' (23/müminün suresi 14)
Sayfa 347
··
6 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.