Türkleri kendi topraklarında gören Venedikli elçi Morosini şu sözleriyle Avrupa'nın barbarlık algısına ayna tutar: "(Türkler) bütün törelerinde Hıristiyanların yaptığının tersini yaparlar, sanki yasalarını yapanlar, bunu önceden düşünmüş... Bütün yaptıklarında, bizim yaptığımızın tersini yaparlar. Pek az Türk makine işlerinden anlar, toprağı işlemez, vücutlarını çalıştırmazlar, hiçbir erdeme ısınmazlar; ne küçük top, ne büyük top oynar, at terbiye etmez, atış yapmazlar; tek eğlenceleri ok atmak."
Morosini farkında olmadan barbarlık tanımına yeni bir perspektif kazandırmış, daha doğrusu mevcut olan bakış açısına raporunda yer vererek onu Doge'nin bilgisine sunmuştur. Türklerin sosyal yaşamına tanık olan diğer Avrupalılar da yazdıklarıyla bunu destekleyeceklerdir. Türk Avrupalı gibi giyinmeyen, onun gibi eğlenmeyen, onun gibi yemeyen, içmeyen, onun gibi oturmayan bir insandır. Sosyal, dini ve askeri hayat üçgeninin gerekleri Türkleri Avrupa'nın gözünde garip, çoğu zaman da barbar bir figüre dönüştürür.