Bill Gates zirveye nasıl çıktı?
Gates’in Harvard’ı bırakıp Microsoft’u kurarak hemencecik milyarder olduğunu artık hepimiz biliyoruz. Dâhi biri belli. Genç yaşta milyarder oldu. Dünyanın en zengin isimleri arasında yer alıyor. Ama bu hikâyenin sonu. Gelin başlangıcına kısaca bakalım.
Bili Gates’in hayatını biraz incelediğinizde göreceksiniz ki aslında hikâyede pek tesadüf yok. Adam ilkokuldan itibaren çok iyi eğitim kurumlarından geçmiş. Çok iyi derken dünya çapında iyi okullar bunlar. Peki, bu okullarda nasıl bir öğrenciydi Gates? Tahmin edeceğiniz gibi dersleri asan, sınavlarda başarısız olan biri değil, oldukça başarılı (siz buna “inek” deyin) bir öğrenci kendisi. Ama Gates’in hayat hikâyesinde asıl fark yaratan nokta bu değil. Gates, o tarihlerde daha kimsenin evinde bilgisayar yokken bu oyuncağa ilk sahip olanlardan. Babası ileri görüşlü biri. O tarihlerde yeni bir araba, daha büyük bir ev almak yerine pahalı bir bilgisayar almış. Kimsenin evinde bilgisayar yokken Bili Gates’in evinde bilgisayar olması onun sonraki yıllarda akranlarından ayrılmasına olanak sağlayan bir ayrıcalık.
Ama evdeki avantaj da tek başına hikâyenin sonunu açıklamıyor. Gates’in bir diğer ve bence sonuçta en etkili olan avantajı, yaşadığı ortamdan kaynaklanıyor. Seattle, o dönemde en ileri teknolojiye sahip Boeing uçak firmasıyla bilinen bir şehir. Belli bir zenginlik ve teknolojik vizyon var. Hal böyle olunca Gates’in gittiği liseye çocuğunu gönderen bir başka veli, bir girişim başlatıp o okula dünyanın en ileri bilgisayar laboratuvarlarından birini kuruyor. O dönemde pek çok iyi üniversitede olmayan bilgisayar öğrenme fırsatı Gates’in okuluna geliyor. Öyle olduğu için de o okuldan mezun olanlar içinde zirveye çıkan tek isim Gates değil.
·
24 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.