Silas Marner'a ait bir çakının ölen diyakozun çekmecesinde bulunması ve kiliseye ait paranın olduğu kesenin boş olmasıyla Silas Marner kilise kurulunca suçlanır. İftira ,yargısız infazla Silas Marner yaşadığı yerden ,bağlı olduğu dini cemaatten ayrılır,başka bir yere taşınır,zaten kilise üyeliği askıya alınmıştır. Nişanlısıysa Silas Marner'dan ayrılır. İftira bu! Kişinin kendinin suçsuz olduğunu bildiği halde suçlanması zordur.Haliyle bu zorluk Silas Marner için de geçerlidir ve bu zorluğun içindeki her duygu onun psikolojisine yansır.İnsanlardan uzakta ,dokuma tezgahı başında para biriktirerek hayatını geçirirken dünyanın o şaşmaz çarkı dönmeye başlar. Hayatın şaşmaz anı gelir . İlahi adalet...Bu çark aslında bir felaketmiş gibi görünen bir olayla dönmeye baslar ;Silas Marner'ın biriktirdiği, sakındığı tüm parası çalınır.Aslında bu bir felaket değildir. Hayat bazen bize felaketimizmiş gibi şeyler yaşatır fakat o şey kurtuluşumuzdur. Hayli düşündüren,psikolojik tahlilleriyle etkileyici ve betimlemeleri fazla olan roman , dönemin din yapısını eleştirirken, ilahi adaletin nasıl da işlediğini anlatır. Kalp temizliği, inanmaktan vazgeçmemek insanın hayatına yön verir .Suçlanırken kişinin kendisinin suçsuz ve haklı olduğunu bilmesi hem hafif hem de ağır bir duygudur.Genelde bu durum sessizliği getirir ki, bu Silas Marner için de böyle olur.Suçlandığı ilk anlarda “Fena halde üzgünüm,hiçbir şey söylemeyeceğim .Tanrı beni aklayacaktır’’ der.

Silas MarnerGeorge Eliot · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 2018643 okunma

·

25 görüntüleme

Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.

Gönderi

hernevikitap