Kitap kendini inanılmaz fazla tekrar ediyor. Shot atma iddiasına girebilirsiniz okurken. Mesela her Azınlık oyunundan veya Olacak O Kadar'dan bahsedildiğinde ya da her "Atatürkçüyüm," denildiğinde shot atabilirsiniz. Kitabın sonuna ya komalık ya da iflas etmiş olursunuz gerçi, siz en iyisi yapmayın öyle şeyler.
Kitap sürekli tekrara düşse de okuması eğlenceliydi ve yıllar içinde gözünden kaçmış birkaç şeye rastlamama vesile oldu. Mesela "Hey Arapça Okuyanlar Allah Türkçe Bilmiyor Mu?" adlı türküden haberdar değildim (linki: youtu.be/qPd-CqV0Nwo). Ayrıca Sinan Çetin'in Çanakkale Çocukları isimli inanılmaz kötü filmini de unutmuştum. Açıkçası Sinan Çetin'in varlığını hepten unutmuşum zaten. Bu tarz şeyleri öğrenmek ve hatırlamak hoştu. Eğer siz de böyle bir nostalji peşindeyseniz, kitabı öneririm.
Kitapla kalın...