Bu son derece çarpıcı çöküş öyküsü, XV. Louis döneminde Fransız sarayında epey etkili olmuş aristokrat bir kadının gerçek yaşamına dayanır. Madame de Prie şan şöhret içinde yaşamaya alışık, insanların sevgi ve nefretlerinden beslenen, renkli bir hayata sahiptir. Madame de Prie günün birinde gözden düşer ve kral tarafından Normandiya'ya sürülür. Bir zamanlar Fransa'ya hükmetmiş olan kadını, eğlenceli Paris hayatından, ne kadar süreceği belli olmayan, kendi kendisiyle kalacağı bir sürgün dönemi beklemektedir. Her zaman ilgi odağı olmaya alışkın olan Madame mantıklı düşünme yetisini kaybederek, yeniden tüm dikkatleri üzerine çekmek için inanılmaz bir plan yapar. Zweig kadın psikolojisini o kadar güzel kaleme alıyor ki gerçekten şaşırıyorum. Başta anlamasam da ilerledikçe taşlar yerine oturdu diyebilirim. Kısa ama insanın üzerinde etki bırakacak bir kitaptı. Okurken aslında gerçek yaşamdan da bazı çıkarımlarda bulundum. Birçok kişi bulunduğu mevkiiye güvenip, buna körü körüne bağlandıktan sonra, bunun elinden alınması onları bir çöküşe iter ve adeta bir ölü gibi dolanırlar. Ne yapacaklarını bilemezler. Hayatlarına devam edemezler resmen. İşte bu yüzden hiçbir şeye bu denli bağlanmamalıyız. Okurken bunu bir kez daha anladım. Okumanızı öneririm Herkese keyifli okumalar

Bir Çöküşün ÖyküsüStefan Zweig · İş Bankası Kültür Yayınları · 202177bin okunma

·

6 görüntüleme

Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.