Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Gönderi

128 syf.
9/10 puan verdi
Acı çekenler başkalarının acı çektiğini hissederler.
Edebi intihar mektubunun son bölümü ,hayatla son dansından tam olarak bitirdiği son mürekkep işçiliği eseri: İnsanlığımı Yitirirken Asıl adı Şuuci Tsusima olan yazar zengin ,saygın ve politika ile iç içe olan bir ailede doğmuştur.Ailesinin siyasetçi olma geleneğindeki karşı çıkıp 20 yaşında Tokyo Üniveristesi Edebiyat Bölümüne kayıt yaptırmıştır ve hayatına yazarlık yaparak devam ettirmeye karar vermiştir.Ailesi ile bağlarının ilk kopma noktası Komünist Parti üyeliğidir. Evlatlıktan reddedilmiştir. Hem yazar hem de ideolojik olarak etkilendiği yazarın(Ryunosuke Akutagawa) intihar etmesi onu psikolojik olarak etkilemiş, derin izler bırakmıştır.2 yıl sonra kendisi de ilk intihar girişimini aldığı uyku hapları ile gerçekleştirmiş ama başarısız olmuştur. İkinci evlatlık reddi de bir geyşa ile evlenmesiyle olmuştur. İntihar girişimlerine aralıklı olarak devam edecek olan yazar ikinci girişimi barda tanıştığı bir kız ile denize atlamasıyla yine başarısız olur fakat kız boğulur. Bunu kitabında şöyle anlatır: “O gece, Kamakura’da denize atladık. Kadın, kuşağının kafede birlikte çalıştığı bir arkadaşının olduğunu söyleyerek güzelce katlayarak kayaların üstüne koydu. Ben de paltomu çıkarıp aynı yere koydum ve birlikte denize girdik. Kadın öldü ve ben kurtuldum.” (syf.55) Aralıklı intihar girişimleri ile hayat devam ediyor ve yazarımız eserlerini ortaya koyarak ilerler. Daha önce tanıştığı geyşa ile tekrar görüşmeye başlar ve Komünist Parti’nin faaliyetlerine daha fazla karışmaya başlar. Okulundan mezun olamaz. Partinin pençesinden kurtulmak için abisinden destek alır takma ad kullanmaya başlar(Osamu Dazai) Daha sonraları alkol bağımlılığı ve veremle mücadele eder. Yine bi intihar girişimi ile başarısız olur. Tedavisinde kullanılan ilaçlardan ilaç bağımlılığı ile hastaneye tedavi için yatar ve iyileşir. Geyşa onu biriyle aldatmıştır ikisi beraber yine bi intihara girişir başarısız olurlar ve sonrasında ayrılıkları ile sonuçlanır. Bundan sonrasında ailesinin onun için kaygılanması ve evlenmesiyle devam eder. Maddi olarak kötü durumda olması, savaşın olması ve sonra evliliğinin üzerine yine başka bir kadınla beraberliği hayatını daha da karmaşıklaştırır. Savaşın ardından başka bir kadınla beraber olur. Uykusuzluk , eski hastalığın nüksetmesi ile daha da kötüye gider. En son beraber olduğu kadınla son intihar girişimine başarıyla ulaşır. Çok uzattım evet haklısınız :) Uzatmamın sebebi bahsedeceğimi kitabın yazarımızın otobiyografisi olduğundandır. Hayır spoiler vermedim ,kitabın tadına okuyarak varırsınız. Bu girdaba girmeden olmaz. Japonyada en popüler romanları arasında.Yazarın ölümünden önce tam olarak bitirdiği son kitabı.Bazı yazılarda yazarın intihar mektubu olduğu da söylenir. Melankolik bir yazar ,eseri okumayan okuyunca bunu açık şekilde anlayacaktır. Bunalımlı hayatı, hayata karşı, insana , topluma karşı korkan bir birey, çevresindeki insanlarda insanlığa dair umut arıyor ve karşılaştığı durumların ve insanların yaptıkları onu insanlara, insanlığa karşı umudunun kaybına ,kendini alkole vermesine sebeb olmuştur ve devamında kendisine hayata karşı mecali kalmamış olarak bulmaktadır. “Benim için “ insanlar alemi” denen yer, her şeye karşın korkunç bir yerdi. Kesinlikle, her şeyin tek bir hamleyle neticelendiği sevimli bir yer değildi.”(syf.88) “Çocukluğumdan beri insan olmayı beceremedim.”(syf.94) En etkilendiğim olayların birisi ana karakterin insanlara karşı savunma mekanizması olarak yapmacık soytarılık yapması kendini bi nevi kabul ettirmesi için soytarılık , komik olmaya çalışma ve bu konuda tabi bi nevi başarılı da olma.(Kendini farklı biri gibi gösterme,toplumun beklentisine göre davranma da diyebiliriz) “Ne yaparsam yapayım bir insana derdimi doğrudan anlatamıyordum.”(syf.95) “İnsanlara karşı her zaman korku dolu bir ürperme hissettiğim ve insan gibi konuşma, insan gibi davranma yeteneğime hiçbir şekilde güvenmediğim için tüm korku ve endişelerimi toplayıp göğsümün derinliklerinde bir kutuya sakladım. Melankolimi ve öfkemi gizlemek için büyük çaba sarf ettim ve bunun yerine kendimi masum bir neşe havası geliştirmeye adadım. Böylece yavaş yavaş eksantrik bir soytarıya dönüştüm.”(syf.16) “Saygı duyulma düşüncesi beni fazlasıyla korkuturdu. Bana göre "saygı görmek", her şeyi bilen ve her şeye gücü yeten biri beni görene, yüzümü bir avuç toz hâline getirip beni ölümden beter bir utanca mahkûm edene kadar herkesi mükemmele yakın bir hileyle kandırmak anlamına geliyordu. Benim "saygı" tanımım buydu.”(syf.19) “Yapabileceğim tek şey, diye düşündüm, susmak, tahammül etmek ve soytarılığıma devam etmek.”(syf.21) Ve geldik sona, kitapta yazılanı okurken hissediyor ,acısını ,ağrısını hissediyor, sen de insanlıktan bi umutlanıyorsun ve Dazai gibi belki diyorsun, sonra bi şeyler oluyor ve umut tükeniyor hüzün çöküyor … Velhasılı kelam okurken dayanıklı olmanız lazım. “Artık oradan çıksam da deli olarak damgalanacaktım.Hayır. Deli değil. Bir sakat. Arızalı bir insan. Artık tam anlamıyla insanlığımı yitirmiştim.” Herkese keyifli okumalar, kitapla kalın.
İnsanlığımı Yitirirken
İnsanlığımı YitirirkenOsamu Dazai · İthaki Yayınları · 202333,3bin okunma
·
66 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.