“Murathan Mungan, olabildiğince!”- Postmodernizm ve Murathan Mungan'a dair
Postmodernizmin son yıllarda sanat, düşünce, kültür, sinema gibi hayatımızın birçok alanına girdiğini; özellikle de edebiyata getirdiği çeşitli kurmacalık, metinlerarası anlatım gibi yepyeni tekniklerle edebi eserin klasik anlatımın dışına çıkıp tekdüzeliği kırdığı, bambaşka bir edebi anlayışın oluşmaya başladığını görüyoruz.
Bu akımın izlerini gördüğümüz yazarların arasında Murathan Mungan da var. Mungan, edebiyatımızda sadece şiir alanında değil tiyatro, radyo oyunu, söz ve senaryo yazarlığı gibi alanlarda da üst düzey işler ortaya çıkarmış bir yazardır. Özellikle "Metal" adlı kitabındaki şiirleriyle 1980 kuşağının en çok okunan, tanınan şairleri arasında ilk sıralarda yer almıştır.
- YAZ GEÇER
1992'den yayımlanan bu kitap geçen birçok yaz'ı gördü ama okurların Yaz Geçer'e ilgisi hiç bitmedi. "yaz geçer yine gelir" diye başlayıp "yaz geçer iyi gelir sözcükler" diye devam ederek harika bir başlangıç yapıyor yazar bu kitabında.
Lanotte Trello, “Murathan Mungan, olabildiğince!”
Kimi zaman yazdıklarıyla, kimi zaman olaylarıyla, bir şekilde; hemen her gün karşımıza çıkan –çıkartılan–; insanların zamanını, bildik, aldatmalık ve en önemlisi bomboş, çalan gündemlerin çok dışında. Mungan, kim ne derse desin son dönem Türk Edebiyatı'nın önemli kilometre taşlarından biri olmak yolunda.
Belki biraz sembolik ama dil ağdalarından uzak. Asıl vermek istediğini, insanı, içinde bir yerden vurup, duygularla aktarıyor zaten. Dolgu maddesinin duygu olduğu trajik ve çoğu zaman trajikomik anlatılarında, koşullandırılmış, inandırılmak istenilene inandırılan; "Tıpatıp olmayı erdem sayıyorlar"; Çoğu zaman çekingen ve yalıtılmış; "Çok yaşar, çabuk ölür ilk tuttuğu sipere hayatının kalesini inşa edenler"; ama her şeyden çok yabancı, korku derecesinde bilmek arzusundan uzak insan tipini, eleştirel, didaktik ve oldukça kesin kullanıyor Mungan.
Aslında Mungan en iyi bildiğini, yaşadığını yazmaktan başka bir şey yapmıyor zaten. Eğer ilk defa okuyorsanız, ilk başta yabancılık çekeceğiniz; yıldızlar, ay, cinler, geyik ve yılan gibi sembollerin hemen hepsi Mungan'ın kafasındaki, keyfekeder serpişmiş anılardan bir demet yalnızca.
Doğu ve Batı'yı birleştirme, daha doğrusu bilmemek isteyen Batı'ya Doğu'yu anlatma arzusunun etkisi altından biraz çıkıp, ufkunuzu birkaç sözcük ileri taşıdınız mı; soluk, ince ve keskin simgelerin altında hep aynı şeyi bulursunuz Mungan kitaplarında: Sevgi, sevda, aşk,çok tutku.
-
Kendime çok yakın bulduğum Yaz Geçer'de; gizlenmiş imgeleri sorgulamak ve anlatımın boğan tatlılığında kalakalmak öylece. yaz geçer de geride bıraktığı acılar geçer mi bilemem ama yaz'ınca geçtiğine eminim. Kim bilir? Belki de geçmemesi gerekiyordur hiçbir şeyin.
Kitabın ilk sayfasında tanımadığım birisi tarafından yazılan;
"Kuyruklu yıldız rumuzunu düşünürken
Mart.98.Trb.
Dilek Daş (imza)"
yazısının altına ben de şöyle bir not bırakmak istedim:
"bir at, nalını taşa sürtüyor.
9 Aralık 22.Trb.
Ferdi Yılmaz (imza)
Eldivenler, Hikâyeler okumak istersen güzel öyküleri olan bir kitap:)