Yine de asıl güçlük başka bir yerden, çelişkili haleti ruhiyemden kaynaklanıyordu. Bir yandan sahici bir öfkenin yönlendirmesi altındaydım. Dünya bir "etik" çılgınlığına boğazına kadar batmış haldeydi. Herkes siyaseti fikirsiz bir ilmihalin ikiyüzlülüğüyle karıştırmakla meşguldü. Ahlaki terörizm kılığına bürünmüş entelektüel karşı-devrim, Batı kapitalizminin rezaletlerini yeni evrensel model diye dayatıyordu. Sözde "insan hakları", yeni özgür düşünce biçimleri yaratmaya yönelik girişimleri her alanda yok etmeye hizmet ediyordu.