Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

Hatıralarımız, kederlerimiz, kendilerini hiç farkedemeyeceğimiz ölçüde bizi terk edebildikleri gibi, geri de dönerler ve bazen uzun süre kalırlar. Bazı akşamlar, restorana gitmek üzere kentin bir ucundan ötekine yürürken Mme de Guermantes'ı öyle özlerdim ki, nefes almakta güçlük çekerdim; sanki göğsümün bir bölümü usta bir anatomi uzmanı tarafından kesilip çıkarılmış, yerine aynı boyutlarda manevi acı, özlem ve aşk konmuştu. Dikişler ne kadar başarılı olursa olsun, bir insana olan özlem iç organların yerini aldığında, yaşamak zahmetlidir; özlem sanki organlardan daha fazla yer kaplar, varlığını sürekli hissederiz; ayrıca, bedenimizin bir bölümünü düşünmek zorunda olmak, müthiş bir ikilemdir! Ne var ki, sanki bir yandan da değerimiz artar. En küçük bir esinti sıkıntıyla göğsümüzü sıkıştırır ama hoş bir baygınlıkla iç de geçirtir. Gökyüzüne bakardım. Hava açıksa, Belki o da kırdadır, aynı yıldızları o da seyrediyordur, derdim kendi kendime; kimbilir, belki de restorana vardığımda, Robert, İyi bir haberim var: Yengemden mektup aldım; seni görmek istiyor, buraya gelecek, diyecekti. Mme de Guermantes'ı sadece gökyüzünde düşünmüyordum. Tatlı bir esinti olsa, bana ondan bir haber getirdiğini sanıyordum; tıpkı bir zamanlar Meseglise'de buğdayların arasında Gilberte'ten getirdiği gibi; çünkü insan değişmez; bir insana atfettiğimiz duyguların içinde, onun uyandırdığı, ama ona yabancı, küllenmiş unsurlar büyük yer tutar. Üstelik bir yanımız, daima bu özel duyguları gerçeğe yaklaştırmaya, yani daha genel bir duyguyla birleş-tirmeye çalışır; tek tek insanlar ve bize verdikleri acılar, bütün insanlığın paylaştığı bu duyguya ortak olmamıza bir fırsat teşkil eder sadece; benim de üzüntümü biraz hafifleten şey, onun evrensel aşkın küçük bir parçası olduğunu bilmemdi.
Sayfa 113Kitabı okudu
·
21 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.