1. aşama. Devleti farklı halkları bir siyasal ve ahlaksal birlik çerçevesinde kaynaştırma olarak hissettiren Batı'nın kendine özgü içgüdüsü, coğrafi, etnik ve dilsel bakımlardan birbirine en yakın bulunan gruplar üzerinde etkili olmaya başlar. O yakınlık ulusu kaynaştırdığından ötürü değil, birbirine yakın olanların farklılığı daha kolaylıkla dizginlenebildiğinden.
2.aşama. Pekişme dönemi, yeni devletin ötesindeki diğer halklar yabancı ve az çok düşman olarak algılanır. Ulusal sürecin bir tekelcilik görünümü aldığı, devletin içine kapanma eğilimine girdiği dönemdir bu; sözün kısası, bugün milliyetçilik dediğimiz şeydir. Gel gelelim diğerleri siyasal düzlemde yabancı ve düşman olarak algılanmaktayken, ekonomik, zihinsel ve ahlaksal düzlemde onlarla birlikte yaşanılmaktadır. Milliyetçi savaşlar teknik ve ruhsal farklılıkları tesviye etmeye yarar. Alışılmış düşmanlar tarihsel olarak türdeşleşirler.
3. aşama. Devlet tam anlamıyla yerleşmiştir. O noktada yeni girişim başlar: Daha düne kadar düşman olan halklarla birleşmek. Ahlaksal bakımdan ve çıkarlarında bize yakın oldukları, daha uzak ve daha yabancı gruplar karşısında birlikte bir ulusal çember oluşturduğumuz kanısı pekişir. Ve işte böylece yeni bir ulus fikri olgunlaşır.