Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Gönderi

292 syf.
10/10 puan verdi
Yılanların Öcü; Kara Bayram'ın, Deli Haceli'nin, Cımbıldak Muhtar'ın köy içinde özel mülkiyet savaşıydı ve yılanlar insanca yaşamayı bilmeyen insanlara saldırınca köye bir yarım dirlik gelmişti. O dirlik Irazca'nın dirliğiydi. Gençliğini kocası Kara Şali'nin Yemen'den, harpten dönmesini bekleyerek yitirmiş, erken zamanda dul kalmış ve hayatı oğlu Bayram'dan, "nazik kadın idi" diye güzel andığı gelini Haçça'dan ve torunlarından ibaret olmuştu ama yine de dirlikliydi. Yılanlar da uğramıyor olmuştu artık. Yılanlar insanların peşini bırakıp birbirleriyle sevişir olmuştu. Irazca'nın dirliği iki sene sürdü ve yine bir senlik benlik kavgasında tarumar oldu. Köy romancılığı kolay bir tür değil. Hüner gerektiriyor, deneyim gerektiriyor. Bir polisiye roman yazmak için illa polis olmak lazım değilken köy draması yazmak için toprağı bilmek hatta yılanı bilmek gerekiyor. Çok şükür ki Fakir Baykurt o deneyime sahip. Kendisinin ve Irazca serisinin ikinci romanı Irazca'nın Dirliği'nde de tıpkı Yılanların Öcü'nde olduğu gibi derebeyliğin etkilerini çoktan aşmış ama devletin boyunduruğunu yenememiş insanları bu kez şehirle de tanıştırıyor. Öyle de bir final yazıyor ki boynu, boğazı düğümlenmeden okuyabilene aşk olsun. Edebiyat bir sofradır ve o sofrada bir romancının yarattığı en sıradışı karakterlerden biri olan Irazca'nın yeri tıpkı romanın finalindeki gibi dolmayacaktır.
Irazca'nın Dirliği
Irazca'nın DirliğiFakir Baykurt · Literatür Yayıncılık Dağıtım · 20181,096 okunma
·
165 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.