Ayaklarımın altında ki büyük dört köşe parke taşlarını, taşlardaki pırıltıyı, li manın griye çalan mavi suyunu, çapraz palamarları ve ça pa zincirlerini, geminin bir evden bile yüksek pruvasını, başımızın üzerinde çığlık çığlığa uçuşan martıları, bulut ların arasından süzülen gün ışınlarını ve karanlık toprak lardan geçerken bizim kompartımandaki küçük çocuklar la ilgilenen, ekose kumaştan pelerini ve kadife beresi için deki kızıl saçlı kızı görüyordum yine.