Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Gönderi

160 syf.
·
Puan vermedi
“Ey Yeni Turan, sevgili ülke, söyle, sana yol nerde?” Tıpkı benim de başladığım gibi, Halide Edip bu cümleyle başlamış söze. İlk okuduğunuzda anlamsız gelen bu cümlenin değerini ancak kitabın sonlarına doğru idrak edebiliyorsunuz. Halide Edip’in, Ziya Gökalp’ten de etkilenerek yazdığı bu roman, 2. Meşrutiyet döneminin reform düşüncelerini, adeta kendi hayalleri ve istekleriyle aktardığı bir Yeni Türkiye kurgusu olması ve yazıldığı dönemin ilerisini öngörmesi hasebiyle, Türk Edebiyatı’nın nadir ütopik roman örneklerinden biri olma vasfını taşıyor. Eser, rakip partiler olan Yeni Osmanlı’yla romana da adını veren Yeni Turan’ın, ideoloji ve iktidar mücadelesini, bunların etrafında gelişen olayları, Yeni Osmanlı’nın sağ kolu diyebileceğimiz Asım’ın ağzından eleştirel bir biçimde konu alıyor. Yeni Turan topluluğu, bir nevi yazarın aklının ve düşüncelerinin tercümanı olarak çıkıyor karşımıza. Yazar, Yeni Turan’ı oluştururken, karakterlere bile Osmanlı’nın kuruluşunda önemli payı olan şahsiyetlerin adını vermiş. (Oğuz, Ertuğrul, Sungur gibi.) Buradan da bir kez daha anlaşacağı üzere, romanımızın temelleri Türkçülük üzerine atılmış. “Yeni Turan’ın programı, vasi bir âdem-i merkeziyete fakat federasyon bağları altında bir kuvvetli noktaya, bir hükümdara, hükümete bağlayacak müşterek menfaat ve muhabbet. (…) Yeni Turan, çocuklarının hatta kadın kısmı da dahil olduğu halde hepsinin tekâmül ve saadeti için uğraşacaktır. Yeni Turan, bütün komşularına mutlak bir hürriyet-i mezhebiye vermekle kendisi ilk defa olarak dünyaya İslamiyet’in mani-i medeniyet olmadığını ispat edecek.” Alıntıda da olduğu gibi yazar, ütopyasında Turancılığı pozitif bir tutumla ön plana çıkarırken, âdem-i merkeziyeti de bunun yanında savunuyor. Ve kitabın ana teması da oluşmuş oluyor. Yeni Osmanlı ise, sürekli işleri karıştıran ve bunu da yahut dinle veyahut tehditle yapan bir kötü muhalefet olarak bizlere sunuluyor: “…Bin sene evvel, peygamber vaktine daha yakın bir zamanda kadınların yaptığı bir şeyi bin sene sonra dine mugayir diye gösterebilecek hali bulmak şayan-ı iftihar olmamakla beraber yine bundan da istifadeye kalkıştık.” Osmanlıcılığı bariz şekilde olumsuz eleştiren yazarın, bunu yaparken Asım’ı kullanması inandırıcılığı epey bir arttırıyor. Anlatıcımız Asım, koyu bir muhalefet olmasına karşın, yer yer kendi partisinin yaptıklarını sertçe eleştirip, Yeni Turan’ın haklılığını kabul ediyor. “Fakat o gün Turan, kalbi o kadar şiddetle çekerken pek acayip olarak bunların hayatının membaına giden maksatları yanında sırf politika gibi görünen bizim maksadımızda birdenbire daha büyük ve yüksek bir gaye görür gibi olmuştum.” Hatta ara sıra kendini Yeni Turan’a daha yakın gördüğü bile oluyor: “…Ve yine küçük bir dakika için Yeni Osmanlılar’dan değil; bir Türk, Turan’ın en sahih bir çocuğu olduğumu duydum.” Yazarın bazı kısımlarda yalnızca Osmanlıcılığa değil, Osmanlı’ya karşı da tepkili olduğunu anlıyoruz. Bu söylemlerini ve düşüncelerini çoğu zaman Yeni Turan’ın kurucularından biri olan Oğuz’a söylettiriyor. “Memlekette yedi-sekiz ırkın yedi-sekiz lisanı ne âdem-i merkeziyet hislerinin ne de bugünkü milliyetperverlik hislerinin mahsulüdür. Bu eski Osmanlılar’ın vukufsuzluk ve lakaytlarının meydana çıkardığı bir şeydir. Vakt ü zamanıyla Türk mektepleri açılmış, Türkçe tahsili verilmiş olaydı bir Arnavut milliyetperver cereyanı karşısında bulunmazdık…” Hülasa, Osmanlı’nın çok uluslu bir devlet olup, Türk’ü, Türkçeyi ön plana çıkarmamasından ve diğer uluslara Türk kültürünü entegre etmemesinden şikayet ediyor Adıvar. Kitapla ilgili son değineceğimiz konu ise, elbette ki kadın ve kadın hakları. Yazar, zihnindeki ideal kadın profilini Yeni Turan’ın diğer bir kurucu üyesi olan Kaya’ya yüklüyor adeta. Kaya, topluluk içinde oldukça aktif, saygın, terbiyeli, kültürlü ve kararlı bir kadın. İdeallerine öyle bağlı ve öyle fedakar ki, bunlar uğruna dünyevi aşklarından vazgeçip, kendini bu yola adıyor. Kitapta ise Kaya’dan, aslında genel olarak kadından şöyle bahsediyor: “İşte şu birinci locaya gelen kadın Yeni Turan kadınlarında ahlaki, içtimai bir inkılap yapan, kadınları bir ot, bir makine halinden çıkarıp erkeklere temiz, çalışkan bir arkadaş, çocuklara ve bütün memlekette bir ana, bir mürebbi yapmak için çalışan kadındır.” Kitabın üslup bakımından, en azından günümüz Türkçesiyle bakıldığında, yukarıdaki alıntıların ağır dilinden de anlaşılacağı üzere akıcı olduğunu söylemek zor. Okurken epey zorlandığımı itiraf etmeliyim. Eğer dilin ağırlığını saf dışı bırakacak olursak, yine kitabın çok akıcı olduğunu söyleyemem. İdeolojik bir kitap olduğundan dolayı sayfalarca süren miting konuşmaları mevcut. Bu konuşmaların olayın akıcılığını bir hayli engellediğini düşünüyorum, boğucu hissettirdi zaman zaman. Bununla birlikte, kitabın karışık bir dönemde yazıldığını az az da olsa hissedebilmek mümkün. Aynı zamanda bu karışıklar yüzünden biraz aceleye getirilmiş bir kitap olduğu da sonlara doğru sanki olayın hızlıca bitirilmeye çalışılmasından anlaşılıyor, beni en çok rahatsız eden nokta buydu sanırım. Dönem kitaplarına başlamadan önce, dönemi iyice araştırıp okumaya sonrasında karar vermem gerektiğini layıkıyla anlamış oldum öncelikle. Kitap bakış açımı hatırı sayılır bir biçimde değiştirmemiş olsa da, dönemin ne kadar zor olduğu hakkında empati kurabilmemi sağladı ki bundan hoşnutum. Ayrıca ağır bir dili olmasının iyi yanı olarak, güzel kelimeler keşfetmemi, dolayısıyla kelime haznemin genişlemesini sağladığını düşünüyorum. Çok partili hayatın bir kurgusu olduğundan günümüzle ilişkilendirebileceğim çok fazla kısım var zannımca. Örnek verecek olursam, bazı zamanlarda muhalefet ve iktidarın halkın yararını unutup, birtakım kararları yalnızca inat uğruna vermeleri ya da vermemeleri. Hülasa, aralarında bir yarış hali oluşturup amaçlarını unutmaları diyebiliriz. Anlatıcı Asım’ın ise, taraftarı olduğu tarafın yanlışlarını görüp yine de yanlışından vazgeçmeyişinin maalesef ki günümüzde yapılan oldukça yaygın bir davranış olduğunu düşünüyorum. Umuyorum ki bir gün yalnızca fark ettiğimiz değil, fark ettiklerimiz uğruna harekete geçebileceğimiz günler görürüz...
Yeni Turan
Yeni TuranHalide Edib Adıvar · Can Yayınları · 2016625 okunma
·
142 görüntüleme
Haticee okurunun profil resmi
Okumak zaman aldı ancak çok şey kattı doğrusu. Emeğine sağlık, yalnızca kitaba değil döneme de ilgi duymaya başladım. Günümüzdeki kirli siyaset dolayısıyla siyasetten uzaklaşmayı seçtiğim dönemlerden "Belki de anlamalı ve ideal olanı bulmalıyız." a evrilen düşüncelerime yeni bir yol haritası, düşünce kapısı oldu. Teşekkürler 🙋‍♀️
rosemary okurunun profil resmi
Katkı sağlamasına gerçekten sevindim. Sıkıntılı dönemlerden geçiyoruz, bir ideal bulabilirsek hemen yola çıkmalı sanıyorum ki. Ricalar efenim, hoş yorumunuz için ben teşekkürler:)
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.