Ali Yekta Bey, İstanbul beyefendisi,gelenek ve göreneklerine bağlı, dedesine kadar uzanan uşaklık görevini layıkıyla yerine getirmiş bir emektar... artık yaşlılığında bu ailenin kaderini değiştirmek ister ve kendisi de bir yalıya efendi olma hayaliyle biricik oğlu Ömer 'e ümit bağlayarak tüm varını yoğunu onun eğitimi için harcar. Rukiye/Roxy, Almanya'da doğmuş bir Türk... İki kültüre de uyum sağlayamamış, ailesinde yaşadığı değersizlik ve manevi boşluk hissi onu dışarılara, kötü bir hayat tecrübesine sürükler. Ta ki yolu İstanbul'a düşüpte Yusuf ile tanışana kadar... Leyla, Yalılarda yaşamış, Osmanlı soyundan gelen bir paşanın torunu,iyi eğitilmiş, bilgili bir hanımefendi... Aile büyüklerini kaybetmesiyle maddi sıkıntılar yaşamaya başlar ve yalı satılır en sonunda yaşadığı küçük ev de zorla elinden alınır. Ailesinin hatıralarını, yaşadığı evi tekrar geri almak isterken, Ali Yekta Bey, Rukiye/Roxy,Yusuf ile yolları kesişir... Hikayemiz bir mülk sorunu gibi görünürken, yazarımız İstanbul'un fethinden,Osmanlı'dan, işgal yıllarına, zorunlu nüfus mübadelesinden , Doğu ve Batı sentezinden,Cumhuriyet'in ilan edildiği yıllara, Atatürk inkılaplarına kadar geniş bir yelpazeden bakarak bizi kısaca bilgilendiriyor. Barınma meselesinin aslında tüm insanoğlunun kendisine yaşayacak bir toprak parçası aramak uğruna yaşadığı zorluk ve mücadelesini yani yurt edinebilme hikayesini hatırlatır bize. Kahramanlarımızın özellikleri masallardaki tek tip karekterler gibi iyi ve kötüler diye ayrılmış sanki biraz daha geliştirilebilirdi bence :) Ayrıca yazarın kullanmış olduğu anlatma zamanı, sürekli değişiyordu, okurken bundan biraz rahatsız oldum. Kitabın konusu güzel ama üç farklı karekteri birleştirme çabası biraz zorlama gibi olmuş ama genel anlamda güzeldi yine de okunabilir.

Leyla'nın EviZülfü Livaneli · Remzi Kitabevi · 200628,5bin okunma

·

133 görüntüleme

Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.

Gönderi

Şükriye