Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Gönderi

468 syf.
·
Puan vermedi
·
45 günde okudu
Durkheim’a göre intihar, her şeyden önce toplumsal bir olay ve öyle de incelenilmesi gerekir. İnsanlar arasındaki temasların çoğaldığı bir toplumda intihar olasılıkları daha sık görülmüştür. İnsanlar kendilerini öldürüyorlarsa bu her zaman ya dışarıda ya içeride (vücutlarında ya da zihinlerinde) meydana gelmiş olay ya da durum sonucudur. Durkheim’ın dediği gibi insan toplumun temel çatısını meydana getiren gruplardan biriyle ‘bütünleşmesi’ son bulunca da yine bu etkiyi duyar. Durkheim’a göre dört çeşit intihar türü vardır: 1-Bencil İntihar 2-Özgeci İntihar 3-Kuralsız İntihar 4- Yazgısal İntihar •Bencil İntihar: Kişinin kendini yalnız hissetmesinden, topluma olan aidiyetinin bozulduğu durumlarda görülen intihar türüdür. •Özgeci İntihar: Bencil intiharın tersine, bireyin değerlere sıkı sıkıya tabi olduğu toplumlarda görülür. •Kuralsız İntihar: Toplumda bir anda oluşan değişimlerin sonucu olan değerlerin, normların kaybolmasından oluşan intihar türüdür. Politik, ekonomik, kurumsal krizler örnek verilebilir. •Yazgısal İntihar: Toplumun katı kuralları, aşırı disiplinlilikten kaçış olarak adlandırılan bir intihar türüdür. Mevsimlere göre de intihara uygun yerler olarak Montesquieu puslu ve soğuk ülkeleri kabul etmiş ve intihar sayısının doruğunun sonbahar olduğuna karar vermiş. Yani insanların intihar etmelerinde mevsimlerin de önemli yeri vardır. Bazı dönemlerde ise birbirine bakan, öykünen insanların bu eylemi gösterdiği yöneldiği de olmuştur. Karşılıklı taklit, toplumsal bir olaydır. Yani intihar düşüncesinin bulaşıcı biçimde olduğu da kuşku götürmez bir gerçektir. Atinalı Timon’un ağacı buna örnek olarak verilebilir; Peloponnesos savaşları sırasında yaşadığı sanılan bir kişi Atinalı Timon’un bahçesinde bulunan ve daha önce de bir kişinin kendini astığı, incir ağacını keseceği zaman kentin hatiplerinin konuştuğu kürsüye çıkıp, “İncir ağacını keseceğim. Kendini asacaklar acele etsin.” demiştir.(syf.108) Yoksulluk, işlerin bozulması, aile üzüntüsü, aşk, kıskançlık, akıl hastalıkları, vicdan azabı gibi sebeplerden ötürü intiharda bu güdülerin de payı vardır. Aile intihara karşı güçlü bir koruyucudur. Evli olan kişilerin, bekar olan kişilere oranla intihar oranları daha düşüktür ama intihar, toplumun ailevi bütünlüğüyle de ters orantılı olarak değişim gösterebilir. Bartholin De Causis Contemptar Mortis a Danis başlıklı kitabında Danimarkalı savaşçıların yaşlanma ya da hastalık nedeniyle yatağında ölmeyi utanç verici bir şey olarak gördüklerini ve o duruma düşmemek için intihar ettiklerini yazar.(syf.213) Yani ölümü çabuklaştırmakta acele ederler. Yaşlanmayı beklemek istemezler, bunu küçümserler. Bay Franck “İntiharların kaynağını nasıl kurtarabiliriz?” diye sorar ve “Çok önem arzeden eğitim işini düzelterek yalnız düşünceleri değil, inançlarıda geliştirmeye çalışarak” cevabını verir.(syf.393) Eğitim toplumun görüntüsü ve yansımasından başka bir şey değildir. Eğitim hem toplumu yansıtır hem de onu tekrar üretir. Toplumlar sağlıklı ise eğitimde sağlıklı olur. Ahlaki ortam bozulduysa, eğitimcilerde aynı ortamda bulundukları için etkilerinden kaçamazlar. Bu durumda eğittikleri bireylerde aynı etkiye maruz kalabilirler. Son olarak Seneca’nın sözleriyle bitirmek istiyorum; “Bizi kemiren kötülük, içinde bulunduğumuz yerde değil, kendi içimizde. Acıya dayanamayan, hazdan tat alamayan, her şey karşısında sabırsızlanıp sinirlenen bizler, ne olursa olsun çekecek güce sahip değiliz. Ne kadar çok insan, her türlü değişimi denedikten sonra aynı duyulanımlara dönüp de yeni hiçbir şey algılayamayınca ölümü çağırır.”
İntihar
İntiharEmile Durkheim · Pozitif Yayınları · 2013748 okunma
·
313 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.