Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

160 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
1000Kitap
1000Kitap
Ülker Abla
Ülker Abla
##$##yazarSeolar:i3859.$$#$$ “En çok gülerken üzülüyorum. Burayı Cennet ve Cehennem’den bir önceki durak gibi düşünün. Durak Köprüsü’nden de önce. Genelde,ölümden de önce. Hayat değil. O kadar mübalağalı düşünmeyin canım siz de…Hayattan yalnızca bir şekilde çıkılıyor malumunuz:Ölü. Buradan iki şekilde çıkılır:Ölü ya da diri. Burası:Hastane. Ben:Ülker:Diriyim.Şimdilik. Şimdi,en büyük ıstıraptır. (…) Ne sığınabilecek bir geçmişim ne yürüyebileceği bir gelecek var. Ben burada,sığındığım yerde mahsur kaldım:Şimdide.” Hani “En Güzel Giriş Cümlesi Olan Kitaplar” başlığıyla seçilmiş kitaplar var ya, bu giriş hepsiyle kapışır bence arkadaşlar. Kurgusuna, yazarın üslubuna, karakterine bayıldığım bir kitap oldu Ülker Abla. Azıcık anlatayımmmm. Ülker abla,yıllarca kocasından şiddet görmüş biri. Oğlu askere gidince bakıyor ki koruyacağı bir şey yok canından başka,öylece çıkıveriyor evden. Peki,ama nereye gidecek? Ayakları onu çok iyi bildiği bir yere götürüyor:hastaneye. Buradayken yataklı hastalara gelen yemekleri fark edince,diyor ki “O zaman ben kimi kimsesi olmayanlara refakatçilik edeyim .Hem onların işi görülsün hem benim başım bir çatının altında olsun, üç öğün sıcak yemek. Oh!” Buraya kadar, tamam. Hatta ben arka kapağı okuduğumda dedim ki, böylesine ağır bir dramı şu an kaldırabilecek miyim? İşte o sırada Ülker ablanın ultra mizahi dili, bozuk ağzı, sürekli g*t kollama derdi, hayıflanmaları, korkuları, kendisi-babası ve kocasıyla olan iç hesaplaşmaları, aidiyetsizlik duygusu ve en önemlisi “kimliksizliği, kimse olmak istemeyişi” devreye giriyor. O; dünyanın en orijinal, en ağzıbozuk, en korkak cesuru, en akıllı delisi. Antidepresan,morfin ve ağrı kesici bağımlısı. O kadar ki ilaçların adıyla söylüyor öreceği yeleklerin rengini: Zanaks eflatunu,Tranko turuncusu, Cipraleks beyazı.. Çok daraldığında hastanenin karşısındaki düğün salonlarında herkesten çok oynayıp pastasını da yiyip geri dönen biri, demirden şiş aşığıi. Yani hepimiz bir “Ülker abla” tanıyoruz, tanımışızdır değil mi acısını neşesiyle örten. O yüzden fazlasıyla tanıdık ama mizahi yönüyle hiç alışılmadık biri Ülker abla. Hele bir hasta yakını ona “Froyd” diye birinin babasıyla olan çocukluk travmalarını kocasında yaşattığını söyleyince “Froyd” ve “Lakan”a ana avrat dümdüz gittiği bir sahne var ki hayatımda bir kitapta bu kadar güldüğümü hatırlamam. Özetle Ülker Abla’yı tanımanızı çok isterim. Artık gece geç vakit tek tük yanan ışıklarda , camlardan sızan televizyon ışıklarında Ülker abla gelecek aklıma. Bir insanın koltuğunda özgürce uyuyakalma hakkının lüksüne sahip olmayan insanları ve Ülker ablayı anacağım. Ve güneş gözlüğü ve kulaklık takan kadınlar gördüğümde, kafasını kitabına gömmüş insanlarda-kendimde- yine Ülker abla belirecek aklımda. Ve diğer en özendiği iki şey beni hep gülümsetecek. Hayatınıza hem neşeyi hem acıyı bir arada getirecek Ülker abla.Halinize şükrettirirken arkanızdan sövecek, kendinize sorduracak: Ben gerçekten iyi miyim, yoksa iyi görünmek için mi iyiyim? 2022’de “Yılın Telif Kitabı” ödülünü almış Ülker Abla. Sınıf ayrımını, kimsesizliği, sevilmemişliği iliklerimize kadar hissettiğimiz Türk edebiyatındaki en güçlü karakterlerden birini armağan etmiş Seray Şahiner bize. Kitabın daha da değer görmesini, çok okunmasını dilerim. Yazarın diğer kitapları da hep ödüllü kitaplar. Ben Antabus’u sipariş ettim bile. Tanıştığıma çoook çok memnun oldum sevgili Seray Şahiner. Ve elbette canım Ülker abla. Yazar: Seray Şahiner Sayfa Sayısı: 160 Yayınevi: Everest Yayınları
Ülker Abla
Ülker AblaSeray Şahiner · Everest Yayınları · 20211,909 okunma
·
40 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.