Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

·
Puan vermedi
Spoiler! Hevesle başladığım bir eserin beni bu derece hayal kırıklığına uğratması üzücü oldu maalesef. Eser patron diye bahsedilen kişinin ağzından Aleksi Zorba ile tanışmasından sonra birlikte Girit'te geçirdikleri zamanı anlatıyor. Zorba karakteri altmış beş yaşında yaşlı bir adam. Patron ise 30 35 yaşlarında kitaplarla arası oldukça iyi olan biri. Öncelikle eserde, patron karakterinin Zorbaya duyduğu hayranlık anlatılıyor. Onun birçok yere seyehat etmiş olması, farklı insanlar görmüş olması patron için çok ilginç ve eşsiz geliyor çünkü kendisi kitap okuyarak yaşamış gerçek hayatı tam olarak yaşamamış gibi hissediyor. Ancak Zorba'ya olan övgüleri abartıdan başka bir şey değil. Zorba'nın hayatta birçok şey yaşaması çok normal çünkü 65 yaşında. Zorba'nın işi gücü sadece kadınları kötülemek, onlarla alay etmek, duygularını yermek ama onlara muhtaçlıktan gözünün dönmesi ayrı bir trajedi. Genelde kadını şeytana, domuza, iğrenç bir yaratığa benzetiyor. Ancak kendisi acıktığında onların evinde besleniyor, cinsel haz ihtiyacını gideriyor ve böylece kadını kullanmış olduğunu düşünerek alay ediyor. Ama bunu her gün yapması acınacak bir durum. Bana sanki kendi yaşam tarzını kabullenmek yerine bu şekilde teselli buluyor gibi geldi. Bu yüzden bana oldukça zayıf ruhlu ve hayattan kaçmış bir karakter izlenimi verdi. En komik sahnelerden birisi de kadınları görünce ağzının suyu aka aka peşlerinden gidiyor ama bunu da yine kadının şeytan olmasına bağlıyor. Benim için çok zorlama bir karakter olmuş, sahte bir bilgelik takınmış gibi, çok şeyler yaşamış olduğundan bahsediliyor ama bunları sadece patronun övgülerinde duyuyoruz. Yani kendisi öyle felsefi konuşmalara sahip değil, sadece umursamaz, yaşayacağını yaşamış, eskiden yeterince çektiği için dert tasa çekmeyen birisi. Ara ara yapılmaya çalışılan felsefi sözlerle bu boşluk doldurmaya çalışılsa da çok havada kalmış diyaloglar mevcut. Yaşına bakılınca alacağı zevki almış, evlenmiş çocuk yapmış, iki defa da dini bir kutsama ile evlenmiş, onun dışında da sayısız kadınla birlikte olmuş birisi. Eserde her konuyu kadına bağlaması, ama kadını sürekli kötülemesi büyük bir çelişki. Aynı zamanda diğer bir tartıştığı konu ise tanrıya olan inançsızlığı. Sürekli dini değerlerle, inanışlarla alay eden biri. İçki, tanrı, kadın üçgeni ile kafayı bozmuş bir adamı hiç ama hiç felsefik düşünceli olarak göremedim ben maalesef. Bir kadının ona duygu beslemesini çok komik ve acınası olarak işlemiş ama kendisi bu duyguları sonuna kadar sürdürmeyi de ihmal etmiyor. Bu durumda kendisi ne oluyor? Patronun onu eşsiz bir varlık, felsefi bir adam olarak görüp sürekli saçma anlarda onu övmesi kendi yaşamındaki boşluktan geliyor. Patronun da durup dururken çok mutluyum gibi hatırlatmalara ihtiyaç duyması da ilginç. Zorba hiçbir şeye inanmaması açısından bir nihilist değeri taşıyor gibi görünse de bu konuda görüşünü destekleyecek hiçbir kanıt yoktu maalesef. Gerçekten inanmayan birinin her iki lafından birinin tanrı ile ilgili olması da bir çelişki içermiş.
Zorba
ZorbaNikos Kazancakis · Can Yayınları · 201516,1bin okunma
20 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.