Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

O günlerde, işin uzmanları ve büyük halk yığinları, Çehov’u birinci sınıf büyük bir usta olarak selamlamakta söz birliği içindeydiler. Gogol’den, Dostoyevski’den, Gonçarov’dan, Turgeniyev’den, Tolstoy’dan sonra gelerek, çağ­daşlarının beğenisini haklı çıkaracak ne gibi bir yenilik getiriyordu? Her şeyden önce, içtenlik ve ölçülülük. Ken­dinden önceki ünlülerin her biri, kendi türünde coşkulu kişilerdi. Onlar sizi, sözlerinin abartısı, betimlemelerinin lirizmi, dillerinin görkemli büyüsüyle yakalıyorlardı. Çe­hov ise; ilk olarak alçak sesle konuşuyordu, gizliden gizli­ye. Turgeniyev’in o ağır, uyumlu, sanatsı, özenli anlatı­mına bir tepki olarak Çehov, her sözcüğün gizli bir önemi olan kısa ve özlü bir biçem kullanıyordu. Rus yazınının öbür büyükleri okuyucuya, duyarlığıyla eşlik ediyorlar­dı. Çehov ise, onu, olaylar ve kişiler karşısında yalnız bı­rakıyordu. Okuyucuyu gülümsetmek ya da ağlatmak için, her an duyarlık istemiyordu ondan. Ona uzaktan uzağa, si­nirlerini altüst eden bir fiske vuruyordu. Böylece, hiçbir şeyi açıklamadan, ayrıntıdan ayrıntıya, sarsa sarsa, kişi­lerini derinlemesine anlamaya hazırlıyordu onu. Okuyucu ve seyirci Çehov’la, bir yapıtı edilgen bir esrimeyle yer yutar gibi içine sindirmiyor ama, farkında olmaksızın, ya­radılışına yardım ediyordu. Burda, aydınca bir besiye koyma yok, bir suç ortaklığı vardı.
Sayfa 353 - Ada Yayınları.
·
27 görüntüleme
ercanscgn. okurunun profil resmi
Maddeci ve inançsız olan Çehov, içinin derinlerin­de mistik bir kaygı, tanımlayamayacağını söylediği bir gi­zin önsezisini saklıyordu. Bu bilimsel kafayla insan se­vecenliği, coşkun ve ince alayla soğuk gözlem karışımı, üs­lubuna olağanüstü gerçek bir söyleyiş kazandırıyordu.
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.