Vişne Bahçesi...Bedence kırık-dökük bir haldeyken, sonuncu olacağını önceden sezdiği bu yapıtı, gün gün, satır satır yazmak için kendini sıkıp korkunç bir çaba harcamak zorundaydı.
Yapmacıklı, şamatacı, küstah ve yıpratıcı bir sevgili diye nitelendirdiği tiyatroyu bırakacağına and içmişti yüz kez. Ama, giriştiği işteki güçlüğün büyüsüne kapılarak, tiyatroya dönüyordu hep. Tiyatro sanatı ona, seyircilerle doğrudan, nerdeyse tensel bir ilişki sağlıyordu. Tiyatro, onun için, kişilerinin içine saklanan yazarla, bunları sahnede dinleyerek kendi kaygılarını unutması gereken, onların kaygılarını paylaşan seyirci arasında bir güç sınavıdır.
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.