Kitaptaki öyküler çok samimi bir dille yazılmış. Konyalı olmamdan kaynaklı Konya da geçen yerleri okurken gülümsedim ve kendimi kitaba daha aitmişim gibi hissettim. Bu kitabı diğer kitaplardan ayıran en önemli özelliği okurken çok fazla düşünme fırsatım oldu. Yazan tek bir cümle bile o sayfaya dakikalarca bakmama yetti. Aslında öyle güçlü bir kitap değil, basit yazılmış ama bazen insan her şeyi o basit şeylerden öğreniyor. Kitaptaki karakterlerinin her birinin ayrı çığlığı vardı, var olmanın ne demek olduğunu, var olamamanın ne kadar acı olduğunu bilenler, bulunduğu kaba sığmayanlar, kendilerine bir kap bulamayanlar..
Yazar bulmuş da yüreğindeki üç çiviyi peki senin yüreğinde kaç çivi var? Hangi greyder yıktı senin duvarlarını? Hangi umuttu seni bekleten ve hazırlayan? Hangi değirmendi kollarını çekinmeden kaybettiğin? Hangi duanın kabulüydün? Hangi yazının rüyasıydın?
Yazar gönlünden ne koparsa onu sayfalara yansıtmış. iyi ki de yansıtmış..