Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Gönderi

210 syf.
7/10 puan verdi
·
5 günde okudu
Yaşam ve Ölümün Birbirini Doğurması
Yu Hua
Yu Hua
Zenginlik yoksulluğa yoksulluk zenginliğe, savaş barışa barış savaşa, esaret özgürlüğe özgürlük esarete, ölüm doğuma doğum ölüme, gurur tevazuya tevazu gurura, tavuk kaza kaz öküze öküz gene tavuğa… Yu Hua Yaşamak romanında epik dramlarla geçen Fugui’nin hayat hikayesini aktarıyor. Destansı bir hikaye çünkü, zenginliğin kibri, fakirliğin gurursuzluğu, esaretin umutsuzluğu, savaşın acımasızlığı, açlığın öldürmesi, evlat acısının eşsizliği, eş acısının çaresizliği ve daha nice dramlar bitmek bilmez bir şekilde anlatılıyor ta ki Fugui’nin kaybedecek bir şeyi kalmayana dek. Fakat şüphesiz Fugui’nin hikayesini eşsiz yapan hikayenin duygusal yükü değil Yu Hua’nın ölçüyü kaçırmadan söylemek istediğini kurguyu en uç sınırlarına kadar zorlayarak hikayeye yedirmesidir. Çünkü Fugui her doğum bir ölümdür der ve biz de kitap boyunca her şerin bir hayır olduğunu, ayakların baş başların ayak olduğunu, gün gelip devranın döndüğünü gördükçe hayatın da aslında doğum ve ölümün yer değiştirmesinden ibaret olduğunu görürüz. Fugui hikayesine başlarken aslında olacaklar dair hemen küçük bir ip ucu verir: ‘’Her şeye rağmen hayat devam ediyor’’. Anlıyoruz ki Fugui’nin başına gelen her şer dönüp dolaşıp aldığı nefesin kaynağı olacak. Sayfalar ilerledikçe Fugui’nin anlattığı her dramı soradan bir hayra vesile olacak ve elbette her hayır da bir dramı beraberinde getirecektir. Kitapta geçen bütün olaylar bu yaşam ve ölümün birbirini doğurması ekseninde gerçekleşmektedir. Bu sebeple, tıpkı Fugui’nin hayatını anlattığı gibi, yaşam ve ölümün nasıl birbirini doğurduğunu Fugui’nin hayatı üzerinden anlatmak kitabın temasını ortaya koyacaktır. Fugui baba parası yiyen züppe bir delikanlı iken babasının bütün mal varlığını kumar masasında kaybeder ve bir zamanlar ‘bey’i olduğu topraklarda ailesi ile beraber işçi olur. Babası ve annesi kahrından ölür. Eşi ve küçük kızı ile beraber kalır. Eşi bir gün hastalandında şehre iner ve orada zola askere alınır. İki sene boyunca cephelerde yaşam mücadelesi verirken Komünist Kurtuluş Ordusu’na esir düşer. Fakat esaretteki bu ölüm aslında Fugui’nin doğumudur. Kurtuluş Ordusu karnını doyurur ve gitmekte özgür bırakır. Ve Fugui kaçanın öldürüldüğü bir savaşta esaretten özgürlüğe koşarak evine döner ve yeniden doğar. Fakat evine geldiğinde görür ki küçük kızı havale geçirmiş konuşma yetisini yitirmiştir (Sonradan görüleceği gibi belki iyi tarafları da vardır). Fugui özgürdür ama varlıksız fakir bir köylüdür. Ama bu yoksulluğa düşüş onun yaşamasına sebep olacaktır. Kurtuluş Ordusu köye geldiğinde toprak sahibi ‘bey’i yakalayıp idam eder. Bu kişi Fugui değil, kumarda karşısında kaybettiği öbür kişidir. Fugui’nin kumar kaybı onu ölümden kurtarır yeniden doğumu olur. Kurtuluş ordusunun gelmesi ile köy komün yaşamına geçer. Başlangıçta refah seviyesi yükselen köy daha sonra eskisinden daha fakir duruma düşer. Böylelikle Fugui’nin karını doyurup ona özgürlük veren Kurtuluş Ordusu onu (ve köyü) bir pirinç tanesine muhtaç kalmasına sebep olur. Köy fakirdir, Fugui’nin eşi hastadır, büyük kızı konuşamaz, küçük oğlu hem okul hem günlük işlere yetişmek için sürekli koşar. Oğlu Youqing koşmaktan ayakkabılarını parçaladıkça babasından dayak yer ve artık ayakkabıları eskimesin diye eline alıp yalın ayak koşar. Bu yoksulluk umulmadık bir duruma vesile olur ve Youqing okuldaki koşu yarışında birinci olur ve Fugui’nin büyük bir gurur kaynağına dönüşür. Fakat sonradan hızlı koşması oğulun ölümüne sebep olacaktır: Valinin eşi doğum yaparken kan kaybı yaşar ve okuldaki bütün çocuklar kan verilmek için hastaneye çağırılır ve Youqing hızlı koşarak en önce gider, hocası buna sinirlenir ve onu en sona atar. Youqing hariç çocukların hiçbirinin kanı olmaz sıra en sona gelene kadar valinin eşinin durumu ağırlaşır aceleyle Youqing’den gerekenden fazla kan çekilir ve çocuk ölür. Vali aslında Fugui’nin askerde onun için ekmek bulduğu arkadaşıdır. Valinin eşi yaşar fakat bu sefer de dolaylı olarak Fugui’nin oğlunun ölümüne sebep olur. Bir çocuğun doğumu başka bir çocuğu öldürür ve yaşam ve ölümün birbirini doğurması kitap boyunca devam eder. Fugui’nin konuşma yetisini kaybeden kızı artık evlenme yaşına gelir ve onun için kafası yamuk başka birini bulurlar ve evlilik gerçekleşir. Damatları aile için çok iyi bir insan çıkar ve ailenin mutluluğu da yavaş yavaş yerine gelmeye başlar ta ki Fugui’nin kızı Fengxia’nın ölümüne kadar. Evlenmek herkesi mutlu etmiştir fakat evlilik kızın hamile kalmasına sebep olur. Doğumda kız ölür fakat bebek yaşar. İyi bir damat, mutlu bir evlilik kızın ölümü ile dağılır fakat her ölümde bir doğum olduğu gibi bebek doğar. Fugui’nin eşi Jiazhen hastalıktan bir süre sonra yatalak olmuştur. Her şeyini eşi ve çocukları için yapar. Hastalığını duyduğunda kötü olur fakat masraf olmadığı için hastalığının tedavisiz olmasına sevinir. İkinci çocuğunun ölümüne dayanamaz ve ölür fakat Fugui’nin deyişi ile mutlu bir şekilde ölür. Jiazhen en büyük kaygılarından biri öldükten sonra konuşamayan kızının ne olacağıdır. Evlat acısını iki kez yaşar fakat bu acının da onun için iyi bir tarafı vardır. Artık arkasında düşünmesi gereken kimsenin kalmadığını söyler ve evlatlarının ölümü sebebiyle sessiz sakin bir şekilde ölür. Fugui’nin artık hayattaki iki varlığı olarak damadı ve torunu kalmıştır. Torunu minik Kugen’e damadı şehirde bakar. Kugen büyür, yürümeyi ve konuşmayı öğrenir. Bir gün babası bir iş kazasında ölür ve Fugui torununu yanına alıp köye götürür. Kugen babasının ne zaman geleceğini sorar çünkü ölümün ne olduğunu kavrayamaz. Fugui ölümü torununa anlatırken aslında kendisi ile de yüzleşir. Her şeyin bir gün öleceğini kavrar. Torunu ile yaşarken ona iş öğretir ve bir öküz almayı hedefler, torunu buna çok sevinir ve işlere daha çok sarılır. Fakat bu heves torununun da ölümüne sebep olur: Kugen hasta hasta çalışır ve ölür. Fugui artık yaşlanmıştır ve yalnızdır. Öküz almak için para biriktirdiğinde şehre giderken artık yaşlanmış bir öküzün kesilmek üzere olduğuna şahit olur ve öküz yaşlı olmasına rağmen onu satın alır. Çünkü artık Fugui bunca yaşamın ve ölümün ardından ‘yaşamak’ın ne olduğunu kavramıştır: Yaşamak, sıradan bir hayat sürmektir. Sürekli onunla savaşıp bununla mücadele etmenin insanı öldüreceğini ve herkesten uzun yaşamasının sebebinin ise zor günler geçirdikçe işe yaramaz hale gelmesinden ötürü olduğunu söyler. Evet yaşlı öküzü satın alır çünkü ona sıradan bir hayat verecektir, istediği zaman onu dinlendirir keyfince güder. Onu hareketlendirmek için çalışan başka öküzler de varmış gibi onların isimlerini söyler. Çünkü o öküzü kendisine benzetmektedir, çünkü o da başkalarıyla yaşadığı dramlar sayesinde işe yaramaz hale gelmiş uzun yaşamıştır. Tıpkı kendi öküzüne yaptığı gibi. Öküzünün adı Fugui’dir. Varmış gibi olan başka öküzlerin isimleri ise ölmüş aile fertlerinin isimleridir. Her şeye rağmen hayat devam etmektedir. Her şerde bir hayır her hayırda bir şer vardır. Yu Hua için ‘yaşamak’, sınırlarını bilen ustaca bir kurguyla Fugui’nin epik dramıyla anlatılmaktadır. Yaşamak, Yu Hua, Jaguar Kitap
Yaşamak
Yaşamak
Yaşamak
YaşamakYu Hua · Jaguar Kitap · 201633,1bin okunma
55 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.