Merhaba, bu benim ilk incelemem. Peki neden ilk incelememi böyle bir kitap için seçtim? Bunun çok temel iki nedeni var. Birinci neden, felsefeye ve hayata dair bana farklı bir bakış açısı katan, hayatta daha emin adımlarla ilerlememe yardımcı olan ve geçtiğimiz günlerde 70 yaşına giren değerli arkadaşım Mehmet Sinan’dan bu kitabı hediye olarak almış olmam. Aramızdaki 50 yaş farkına rağmen bana her konuda yol gösterip yanımda olduğu için ve benimle bu yazarı tanıştırdığı için ona çok şey borçluyum. İkinci neden ise, kitabın gerçekten kaliteli olması dolayısıyla daha çok insana ulaşabilmesini istemem. Bu kitap hakkında çok uzun bir inceleme yazılabilir fakat ben giriş için biraz daha kısa bir inceleme yazmayı tercih ettim. İçeriğinde hem felsefeden bahsedilen kısımlar, hem de insanlar ile kedileri kıyasladığı bölümler fazlasıyla etkileyiciydi. Okurken kalemi elinizden bırakamıyorsunuz. Açıkçası kitap ağır bir felsefe barındırmıyor, kedilerin bizden öğreneceği bir şey yokken bizlerin kedilerden öğrenebileceklerine felsefi açıdan değiniyor. Yazar bu durumu ise, “kedice yaşamak” olarak adlandırıyor. Özetle, felsefeyi ve edebiyatı kullanarak kedice yaşamanın anlatıldığı bir eser ortaya çıkarmış. “Kediler doğalarına kulak vererek yaşarlar, insanlar ise doğalarını bastırarak.” Epikür’ün ataraxia durumu ve Pascal’ın “oyalanma” kavramından Hodge’un düşüşüne kadar hayatınıza anlam katacağınız önermeleri içeriyor. Ayrıca önemli düşünürlerden olan; Platon, Aristoteles, Montaigne, Spinoza, Schopenhaur, Berdyaev, Marcel Proust dahil birçok kişinin çözümlemelerinden bahsederken; Budizm’den Taoizm felsefesine, kedi Mèo ile Gattino’dan, yazarlardan Thomas Hardy’e kadar birçok yerde edebiyata da değiniyor. Sadece bu konular ile de kalmayıp ölümden egoya, kendi içimizde de hep tartıştığımız başlıca konularda da çok güzel noktaları işaret ediyor. “Ölüm korkusu, insanların zamanı katederek yok oluşa doğru gidişleriyle ilgili çaresiz farkındalığa karşı kendilerini korumak üzere inşa ettikleri “ego”nun da kaynağıdır.” Yazarın bu düşünürler ve felsefe hakkında verdiği bilgilere ek olarak, kendi bakış açısı da eminim ki sizlere birçok şey katacaktır. Özetle kısa ama her cümlesinin anlam dolu olduğu, hayattaki önemli kavramlara değinen bir kitap. Bu kitabı okumanız için, kendinizi geliştirmeyi seviyor olmanız, biraz da felsefeyi ve kedilere ilgi duyuyor olmanız fazlasıyla yeterli :) Bana bu kitabı hediye eden Mehmet Sinan ile ilk tanıştığımda; mutluluğun sistemin yarattığı bir kavram olduğunu, mutluluğun peşinden koşmanın bırakıldığı zaman iyi hissetmenin mümkün olduğunu söylemişti. Kitapta bu düşünceye, “iyi hayat” çatısı altında değiniyor. İlk başlarda mutluluk kavramını serbest bırakmak bana çok absürt gelmişti. Bu kitabı okuduktan sonra bu kavram üstünde tekrar düşünme fırsatı buldum ve zaten değişmeye meyilli olan bakış açım tamamen değişti. Sonuçta hepimiz sahip olmadığımız bir hayata, bize mutluluk getireceği düşüncesiyle, koşarak ilerliyoruz. Çalışılan her bir saat, verilen her emek, fedakarlık yapılan her bir şey işte bu peşinden koştuğunuz iyi hayat üzerine. Fakat mutluluk, peşinden koşarak yakalayabileceğimiz bir şey değil, o an bizim yaratacağımız bir şeydir. “Bireysel doğa kurgusunun içerdiği hakikat, bizim için iyi olan hayatı seçmediğimiz; onu bulduğumuzdur. Kendi verdiğimize inandığımız kararların sonucu bile olsalar, yaşadıklarımız bizim tarafımızdan belirlenmez. İyi hayat, yaşamış olabileceğimiz ya da yaşayabileceğimiz bir hayat değil, halihazırda sahip olduğumuz bir hayattır.”

Kedi FelsefesiJohn Gray · Domingo Yayınevi · 2022369 okunma

··

440 görüntüleme

Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.

Gönderi

irem