Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Gönderi

254 syf.
·
Puan vermedi
#Koku
KİTAP TAVSİYEM "Koku" Alıntılar Dışarıdan bakan için, gösterdiği yaş gerçek yaşına uyuyordu, ama aynı zamanda bunun iki katı, üç katı, yüz katı gibiydi de, yani bir genç kız mumyası gibi ; içindeyse çoktan ölmüştü... Mutluluğun ne olduğunu şimdiye kadarki ömründe bilmemişti... Kokuların öyle bir inandırıcılığı vardır ki, sözden, gözle görmekten, duygudan, iradeden daha güçlüdür... Yaşamaya sırf inat, sırf kötülük olsun diye karar vermişti... Ayrıntı hep zorluk demekti, zorluklarsa iç huzurunun bir süre bozulması anlamına gelirdi... Hep dilemişimdir, ne olur bir kere de kapıyı açınca başka bir niyetle gelmiş biri çıksa karşıma. Düşünüp de ufak bir armağan getiren biri örneğin... Çünkü o, kendisi sevmiyordu insanları, onlardan nefret ediyordu... İnsanoğlunun dili, koklanır dünyayı betimlemeye yaramıyor... Şimdiye kadar bilinen bütün her şey yanlışmış, birdenbire bambaşka olmalıymış herşey... Haykıramadı, haykıramayacak kadar büyüktü geçirdiği sarsıntı, ama gözyaşı dökmesine engel değildi, gözpınarlarında birikti birikti, sonra birden burnunun iki yanından boşanıverdi yaşlar... //KİTAP HAKKINDA Merhaba kitapseverler Merhaba çok şükür her duyum yerinde diye dua edenler.Ne mutlu ki görüyor,duyuyor,dokunuyor,sevgi,nefret,merhamet her duyguyu sezebiliyoruz.Hayrola,nereden çıktı bu konuşma dediğinizi duyar gibiyim.Tabiki kitabınızdan çıktı. Koku... İsmi ile dahi ilginç bir kitap olduğunu anlatıyor aslında.Bir arkadaşım,sohbetimiz esnasında birden 'koku' kitabını okudun mu ? diye sordu.Hayır dedim,kitabı bana hediye etti sağolsun.Araya biraz sıkıntılar,hastalıklar,başka kitaplar girdi diye geç paylaşım yapıyorum.Kitaba başlarken ne gibi bir olay kitaba bu ismi verdirmiş olabilir ki diye düşündüm itiraf edeyim.İsimler benim için mühim çünkü.Bilen bilir... Bazı sayfaları tekrar okuma gereği bile hissettim.Neyse kitap bitti bitmesine de nasıl yorum olacak şu an bende kestiremiyorum.Haydi bre Bismillah,başlayalım vakit...Efendim,ilk yayınlandığı yıllarda tam anlamı ile olay yaratan bir kitap olması ile meşhur.Öncelikle bunu belirteyim.18.yüzyılın Fransasında geçen bir olay anlatılıyor.Kahramanımız Jean insanın haz alabileceği tüm duygulardan yoksun biri.Sevmek,sevilmek,dokunmak aklınıza ne geliyorsa hiçbir duyguya aşina değil.Hatta gülmeyi dahi beceremiyor. Lakinnnn aşırı derece duyarlı olduğu bir duyumu var ki o da "koku"... Herkesin ve her şeyin kokusunu olağan üstü bir yetenek ile almakta ve hattaaaa salgılanan koku sayesinde hissiyatlarınızı dahi algılayabilmekte.Böyle de yaşanır mı yahuuu Koku duyusu o kadar keskin ve gelişmiş ki, biz nasıl bir insanı görmeden sesinden tanıyabiliyorsak o da görmeden kokusundan tanıyor üstelik en basit bir kokuyu bile zihninde bileşenlerine ayırıyor, koku adeta görme,işitme duyusundan daha öte,daha kuvvetli, yeri geliyor insanları, yolları, evleri burnu ile buluyor...Neyse ne diyordum?heh...herkesin kokusunu algılayabiliyor üstelik,istediği,arzuladığı kokuları üretebilmek için cinayet dahi işliyor.Gel gelelim bu müthiş koku algılayan adamın kendine has bir kokusu yok.Hadi buyrun bakalım.Kalabalık ortamlardaki insanların da,tek olduğu insanların da kendisine ait olan kokuyu ,insan kokusunu alamadıklarını düşünüyor,buna inanıyor ve hatta eminnn.Buna emin olunca da ölmek istiyor.Toplumda asla kendisini bir birey olarak göremiyor,kendi benliği dışında herkese ve her şeye yardımı dokunan bir aciz...Tabi böyle bahsetmek kolay değil mi?madalyonun bir de arka yüzü var... Jean,istenmeyen bir çocuktur.Anne denemeyecek varlık tarafından, her türlü pis kokunun kol gezdiği bir pazarda, balık tezgahının çöplüğü ve pisliği arasına,vahşice göbek bağının kesilmesi ile ölüme terk edilir,mucize eseri bulunur hayatta kalır.O hayata tutunur da,annesi onu ölüme terk ettiği için acı bir sonla infaz edilir.Ana kokusundan mahrum,sevgi kokusundan mahrum,bir omuz,bir göğüs kokusundan mahrum büyüyen bir çocuktan fazlası değildir...Leş kokuların arasında doğan Jean'ın kokusu yoktur.Ne kadar trajikomik değil mi?Sonraaa...kendi kendisinin Tanrısı olduğuna kanaat getirir ve seri katil mi? Sevgiye duyulara hasret bir birey mi olduğunu tamamen okura bırakır... Birgün Paris sokaklarındaki insanların o kötü,pis, çirkin kokularının içerisinde burnuna hafif bir rüzgar yeli ile öyle güzel bir koku gelir ki,hemen kokunun peşine düşer.Kokunun sahibini adım adım takip eder, bir kızdan geldiğini fark edincedeeee(aşık olur falan bekliyorsunuz değil miii....) kokuyu elde etmekten başka hiçbir şey istemez o an, gözü döner resmen.O kokuyu elde etmek, almak için her şeye hazır bir şekilde sinsice kıza yaklaşırrrr ve oracıkta öldürür kızı.Tabi bu onun ne ilk ne de son cinayetidir....Artık kitap buralarda can bulur mu deyim,aksiyon başlar mı deyim bilemedim. Kitabın son cümlesi "İlk kez sevgiyle birşey yapmışlardı" dahi,sevgi ile tanıştığına inandıramıyor okuru. Derin bir kitap.Ön yargıları,tabuları yıkabilecek bir eser.Kafka kaleminin kokusu geldi burnuma okurken... Kitabı olan filmleri izlemeyi pek sevmem aslında lakin,kitabı olduğunu bilmeden İzlediğim filmde de,insanları öldürüp kanlarını damıtarak koku üretiyordu kahraman.Aman Allahım,Yeşil Yol filminden sonra ilk kez kitabıyla bire bir bağdaşan bir film izlemişim Koku...ne önemli bir duyumuzmuş oysa. Keşke insan,kaybetmeden bilebilse bazı şeylerin kıymetini değil mi? E bunun zaten yokmuş ,nereden bilsin mi diyorsunuz?Siz de Kitabı okuyunca, konuşuruz belki Kitap veren altın bulsun sloganım ile arkadaşıma da tekrar teşekkür ediyorum hediyesi için. Sevdiklerinizin kokusunu duymadan,cihandan ayrılmayın dilerim. Rabbim kimseyi sevdiğinin kokusuna hasret bırakmasın.Hele ki bu evlat ise... LÜTFEN SEVDİKLERİNİZE KİTAP HEDİYE EDİN Sevgiler Zehra Gaylan
Koku
KokuPatrick Süskind · Can Yayınları · 198721,8bin okunma
·
107 görüntüleme
Doğavekitap okurunun profil resmi
👏👏👏 Bu güzel kitabı ben de okuyup yorumladım. #kitapseverlertakiplesiyor #dogavekitap #dogavekitapankara dogavekitap.wordpress.com/2023/03/29/koku
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.