Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Gönderi

208 syf.
8/10 puan verdi
·
6 günde okudu
Erasmus, 15-16. yüzyılın öne çıkan düşünürlerinden birisi. Rönesans hareketinin etkisinin sürdüğü, insanların bilime ve sanata yönelmeye başladığı fakat din adamlarının otoritesinin halkı sarsmaya devam ettiği bir dönemde yaşayan Erasmus; iyiye gitmeye başlayan dünyayı daha iyi bir hâle getirmeye çalışan etkili bir insandı. Ne yazık ki kalıcı değişikliklere sebep olamadı, fikirleri hatırlanmaya devam ediyor ama aktif olarak kullanıldığına şahit olamıyoruz. Zweig da geçtiğimiz yüzyılda Erasmus ve onun gibi hümanistlerin mirasını devam ettiren insanlardan birisiydi; bu biyografiler sayesinde hem onu, hem de izinden gittiği insanları tanıyabiliyoruz. Bahsettiğim biyografilerden birkaçını okudum ve birbirlerine oldukça benziyorlar. Bu belki sıradanlığın bir göstergesi olabilir fakat öyle olduğunu düşünmüyorum; yaşamı boyunca peşinden gittiği düşüncenin tarihteki önderlerini anlatarak hem kendi düşüncesini daha iyi aktarıyor, hem de konuya hâkim olması dolayısıyla başından sonuna kadar zevkle okunabilen eserler ortaya çıkıyor. Ayrıca dönemlerinden de detaylıca bahsettiği için, anlattığı insanların nasıl etkilendiğini düşünüp birbirleri ile bağlayabiliyorsunuz. Erasmus'un karakterini anlatmanın en iyi yolunun, kitapta da sürekli görüldüğü gibi dönemin diğer insanları ile karşıtlıklarını anlatmak olduğunu düşünüyorum. Hümanizmi sürdüren ve Reform'u barışçıl bir temele oturtarak başlatan bu adam; devamında hümanizmi halktan kopuk insanların, Reform'u ise dönemin en sert insanlarından Martin Luther'in ele alması ile resmen kabuğuna çekiliyor. Normal zamanlarda bile daima eylemden kaçınan, orta yolu bulmaya çalışan Erasmus; böyle vahşi bir döneme adım attığını anlıyor, kılını bile kıpırdatmayan bir hâle geliyor. Bir mektubuyla Papa'nın kararını değiştirebilecek bir pozisyonda olmasına rağmen, insanlar önüne dikildiğinde bile kesin bir söz etmekten kaçınıyor. Luther ise Erasmus'un söndürmeye çalıştığı ateşi harlamaya gider gibi, her hareketiyle aralarındaki farkı daha çok açıyor. İkisinin de temel amacı Kilise'nin halkı ayakta uyutmasını dile getirmek ve düzeltmek fakat Luther savaş naraları atarak etrafta geziyor, Erasmus ise sakin dille mektuplar yazıp kaçınılmaz sonu ertelemeye çalışıyor. Maalesef ki Zweig'ın da birkaç yerde vurguladığı üzere, Erasmus Düşüncesi asla mutlak bir başarıya ulaşamadı. Montaigne, Voltaire ve Goethe gibi sayısız düşünce insanları bunu kendi dönemlerinde yaşatmaya çalıştılar, ama dünyaya egemen olan düşüncenin yolu her zaman Luther'inki gibi kan ve savaştan geçti. Tarihe ilgi duymayan birisi olarak, bu biyografiyi gayet keyif alarak okudum. Dönemi merak eden bir okurun bu yönüyle çok daha fazla seveceğini düşünüyorum, başta onlar olmak üzere çoğu kişiye tavsiye edebileceğim bir eser. Böyle biyografiler sayesinde geçmişin doğru ve yanlış yanlarını görüp şimdiki durumumuzla kıyaslayabiliyoruz, bu yönüyle de okumanın faydası olacağını düşünüyorum. Başka kitaplarla görüşmek üzere.
Rotterdamlı Erasmus
Rotterdamlı ErasmusStefan Zweig · Can Yayınları · 2019663 okunma
··
180 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.