. . Tolstoy’u diğer eserlerinde okuduğumuz; işlediği din, ahlak, ölüm, vicdan, yaşama amacı konuları ile biliyoruz. Ancak Tolstoy Anna Karenina’da farklı konulardan da bahsediyor bunlar ise; aşk, evlilik, tutku, kıskançlık, sadakat ve 1870’li yıllarda Rusya’da kadınların durumu… . . . Dikkat, Spoiler! . . . Tolstoy karakterleri ve onların kişiliklerinde, ruhlarında yaşadıkları iç mukayeselerini öyle güzel yazmış ki okudukça tüm kitaptaki karakterlerin size birer arkadaş birer dost olduklarını fark ediyorsunuz. Zaman zaman bazı karakterleri de kendinize yakın hissediyorsunuz. Ben özellikle Levin’i kendime çok yakın hissetmiştim. Levin o kadar gerçekçi düşünen samimi bir karakter ki ona samimiyetsiz gelen her şeyden iğreniyor, inanç konusunda derin düşünceleri var ve bir sona ermeye çalışıyor sık sık, “hangisi gerçek, hangi dine inanmalı, yaratıcı gerçekten var mı” gibi sorular soruyor o kadar esaslı bir karakter ki hayatın amacını arıyor ve bunu bulmadan yaşayabilecek kadar rahat bir kişiliğe sahip değil. Hayatında her şey yerli yerinde ve mutluyken bile bu soruya yanıt bulamadığı için kendisini çok mutsuz hissediyor ve ruhu rahat edemiyor. Öyle ki bazı zamanlar ölümü düşünüyor. Daha da önemlisi beni oldukça etkileyen bir kısım, hayata belirli sorular sorarız bu sorular bizim için oldukça önemli sorulardır ve buna yanıt alamadığımız sürece gerçekten de rahat edemeyiz sürekli bir çözüm ararız, bazen çözüm mümkün değildir ve o zaman kendimizi çaresiz hissederiz işte bu anlamda tüm o iç mukayeselerinde Levin ile ilgili bölümleri okurken adeta ben yaşadım diyebilirim. Ve dahası Levin karakteri bana yazarın kendisini anımsattı. Bu anımsama Levin’in ahlak algısı, sürekli düşünmesi ve hayatı anlaşılır kılmaya çalışması, vicdan sahibi bir karakter olması ve herkes gibi zaman zaman anlık heveslere yönelebiliyor olması.. Mükemmel kimse yoktur, ama iyi olmaya çalışan iyi insanlar vardır. İşte Levin tam olarak böyle bir karakter. Aslında kitabın adı Anna Karenina olduğu için kitabı okumadan önce kitabın merkezinde Anna’nın olacağını düşünüyorsunuz ama aslında merkezde Levin ve Anna var ve bu iki kişinin kısa bir süre karşılaşmaktan başka bir alakaları yok. Bazen Levin’in kitapta daha ağır basan bir karakter olduğunu bile gözlemledim. Levin ve Tolstoy… Bu konuyu detaylıca araştırdığımda tıpkı kitaptaki gibi Tolstoy’un da ağabeyinin vefat ettiğini ve onunda aynı Levin gibi etkilendiğine vardım hatta ölüm konusunu bu kadar derin işliyor olması da buradan geliyor olabilir. Bazı kişiler Levin’in aslında yazarın kitabın içinde bu karakter ile gizli bir otobiyografisi olduğunu düşünüyorlar.. Anna Karenina… zaman zaman okurken eleştirdiğim aksini kendimde mümkün bulamadığım bir karakter. Anna o kadar güçlü o kadar romantik ve tutkulu bir kadın ki ve yaşamında bu tutkular hep bastırılmış. Bu yüzden midir bilinmez bir anda tutkudan başka şey göremez hale geliyor zaman zaman oğlunu dahi anımsamıyor, yeni doğurduğu bebeği sevemiyor… Bebeği Ani’yi neden sevemediğini düşündüğümde okurken fark ettim ki aslında Seryoja’yı ondan ayıran aşkı Vronskiy, ve onunla olan kızı Ani sanki ondan ilk çocuğunu almışlar gibi hesabı onlara kesiyor, kitapta bu açıkça dile getiriliyor… Hayat bizi faklı şeylerin içerisine getirebiliyor aslında bunu yapan ne kadar biz olsak da bunu kabullenmek kolay gelemeyebiliyor. Anna Karenina’da etkilendiğim gücü ve hisleri oldu. Öyle ki bu hisleri ile ondan gizlenen bir durumu fark edebiliyor söz konusu bir sadakatsizliği ve bunun getirdiği kıskançlığı bir anda bu gücü ile sonlandırabiliyor… Ben bu sonlandırmanın sadece ilişki anlamında olmasını dilerdim, Vronskiy ile birbirlerini gördükleri ilk yerde tren istasyonunda, söz konusu sonun onun hayatının sonu olması beni hüzünlere boğdu… . . İyi okumalar dilerim…

Anna KareninaLev Tolstoy · Türkiye İş Bankası Yayınları · 201939bin okunma

·

107 görüntüleme

Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.