Bilinmeyen adanın öyküsünde Saramago, okurunu bilinenin dışında bilinmeyenin izini sürmeye sıradışı bir yolculuğa davet ediyor. Her zorluğa rağmen hayalinin peşinde koşmak isteyen adam vasıtasıyla yazar önce kralı ulaşılmaz sırça köşkünden indirip halkın içine çıkarıyor ve bürokrasiye derin bir eleştiri getiriyor. Kralı hakim olduğunu sandığı alandan, hakim olunamayan, bilinmeyen bir alana çekiyor ve bozguna uğratıyor.
Öyküye gelecek olursak bilinmeyen bir adaya doğru yola çıkmaya hazırlanan adamın ıssız adasını keşfetmesi konu ediliyor. Öykünün bazı yerlerinde tekne Nuh’un gemisini çağrıştırıyor. İncecik kitap, sığ görünen derin bir su gibi, keşke daha önce keşfetseydim...
Mutluluğu bazen çok uzaklarda arıyoruz, varacağımız noktada mutluluğun bizi beklediğini sanıyoruz. Oysa mutluluk bilinmeyen bir adada değil; ummanda bilinmeyen mutluluk adasını ararken her tarafından hayat fışkıran o yüzdüğümüz teknede, yaşananlarda, yolculukta… Uçsuz bucaksız ummanda kimsenin bilmediği o ıssız ada biziz…
Tekneyi bazen güvenli limandan alıp bilinmeyen adalara doğru sürmek gerek, sonunu düşünmeden…
Yolculuğunuza eşlik edecek bir şarkı da bırakayım. İyi okumalar...
youtube.com/watch?v=8Lee4rB...