Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

“İçimdeki buğuya parmağımla ne yazsam o akşamın anısı oydu. Tuhaf bir teslimiyet ile kuş gibi oturdum. Aldatılmanın, kandırılmanın kadınsı içe kapanıklığı üzerime geldi. Hiç yapmadığım şekilde çay demleyip köşeye çekilmek, rahmetli Hüseyin Rahmi gibi dantel örmek istedi canım. Ne huzurluymuş aldatılmak, aldatmanın kasırgalarından hiçbiri yok, müthiş bir sükûnet, temizlik duygusu, adeta şükredecek bir halde olma, munislik ve saffet ile odamı doldurdu. Koltukta oturuşum efendilik timsali, bardağı elimde tutuşum bir bardak çay bulması nice güçlüklerden sonra gerçekleşmiş de on parmağın tüm lütfunu cama geçirmek istiyormuş gibi, sımsıkı, çepçevre, odada duyduğum sessizlik iyilik ve huzur dolu idi. Anladım ve hissettim ki aldatıldığım an tanrıya yakın ve mütevelli olduğum andı. Çay da, cam da, çorba da, kaşık da, her şey, koltuk ve halı da tüm yumuşaklığı ile bu hali sarıyor, en üstün ve yırtıcı halle elde edilmiş üstünlük gecelerinin bir zerresini bulamadığı zehirli akşamlara tuhaf bir hatıra bırakıyordu. Her şey dile geldi ve konuştu. Her şeyi anladım ve kabul ettim. İçimi sönmekte olan bir çini soba sıcaklığı, kederden uzak bir gecenin, fısıltısız, hiddetsiz, şeytansız bir odacıkta olmanın sonsuz tülü sardı. Uykum gelmesin diye dua ettim, ama bir müddet sonra geldi. En uyanık halimle uyudum. Aldatılmada insandan umudu kesmenin eşsiz huzuru vardı. İnsandan kesilen umut, tanrıya yaklaştırıyordu. İnsandan ve dünyadan bir şeyler ummak, hele bulmak hatta olur ki sürprizlerle karşılaşmak ise eh artık başkaya gerek bırakmıyordu. Böyle bırakılıp unutuluverenin, tekrar bulunma umudu, bulunup değerli sayılma umudu ya da artık kaybolup tükenme umudu… Ah aldatılmak, hiçbir kucak bütünümü böyle sarmadı.”
·
47 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.