Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Gönderi

128 syf.
6/10 puan verdi
·
25 saatte okudu
Merhaba sevgili okur, İnsanlığımı yitirirken’de defalarca intihara teşebbüs etmiş bir insanın yaşamını okuyoruz. Oldukça kasvetli bir havası vardı. Bitirdiğimde kendimi yorgun hissettim. Rahat okunan bir kitaptı ancak hikayedeki sıçramalara adapte olmakta zorlandım açıkçası. Okurken karakteri silkeleyip, kendine gel artık be adam, diyesim geldi. Okurlar tarafından çokça övülen bir kitap olmasına rağmen benim beklentimi tam olarak karşılayamadı. Bazı noktalarda da güzel tespitleri vardı; özellikle toplum konusundaki yaklaşımı ve sözcüklerin Daza’ice yorumunu sevdim. Puanım: 6/10 Herkese keyifli okumalar olsun efenim… *Alıntılar* * Mutluluk fikrimin diğer herkesin mutluluk fikri ile tamamen çelişmesinden korkuyorum. Bu korku beni tüketiyor, bazen geceleri kıvranmama, acı içinde inlememe, deliliğin eşiğine gelmeme neden oluyor. Mutlu muyum? Aslında küçüklüğümden beri insanlar sürekli şanslı biri olduğumu söylüyor ama bana sorarsanız cehennemde gibi hissediyorum, bana şanslı olduğumu söyleyenlerse benimki ile kıyaslanamayacak ve ölçülemeyecek kadar mutlu görünüyorlar. * İnsan hayatı karşılıklı olarak kandırılıp hiçbir şeyin farkına varmadan birbirlerini incittiği ve bu tuhaflığın bariz bir şekilde ortada olduğu örneklerle dolu. * Doğam gereği suskun biri olsam da, sanki büyük bir zafer ya da korkunç bir yenilgi ipin ucundaymış gibi, çaresizce soytarılığıma devam etmek zorunda hissederdim. * “İllegal”. Bu kelime içimde hafif bir heyecan uyandırdı. Daha doğrusu, konsepti neredeyse rahatlatıcı bulurdum. Çünkü beni korkutan dünyanın legal parçalarıydı. * Gerçek korkak mutluluktan bile korkar. Pamuk yün bile yaralar onu. Neşeden bile incinir. * Şu meşhur eski deyişi biliyor musun? “Yoksulluk kapıdan girince aşk pencereden uçar.” Çoğu insan hep yanlış anlıyor. Bu, erkeğin parası bittiğinde kadının ondan ayrıldığı anlamına gelmez. Şu demek: Bir adamın parası bittiğinde… Kalbini kaybeder, değersizdir. O kadar zayıflar ki gülemez bile, garip bir aşağılık kompleksine kapılır, çaresiz kalır ve kadını kendinden uzaklaştıran o adam olur. Bu noktada yarı delirir ve uzaklaşana kadar itmeye, itmeye ve itmeye başlar. En azından okuduğum bir kitapta öyle yazıyordu. Üzücü, değil mi? * İnsanlar birbirleri hakkında en temel şeyleri bile bilmiyorlar. Birbirlerini zerre anlamadan en iyi arkadaş olduklarını sanıyorlar. Yaptıkları hatayı asla anlamadan sürdürüyorlar yaşamlarını… * Toplum dediğin tam olarak neydi? İnsanın çoğulu mu? Toplum denen şey tam olarak nerede bulunuyordu? Tüm hayatımı toplumdan korkarak, onu güçlü, ürkütücü ve korkutucu bir şey olarak hayal ederek yaşadım. Ama konuşurken birden anladım. Toplum dediğin şey sen değil misin? … Toplum seni canlı canlı gömer… Toplum değil. Beni gömecek olan sensin, değil mi? * Ve böylece ertesi gün başlarız tekrar. Geçmişin aynı, yerleşik kurallarıyla. Büyük, şiddetli neşelerden kaçabilseydik Büyük acılardan da kaçabilirdik. Yolunu kapatan taşın etrafından Zıplayıp geçen kurbağa gibi. * Hiç kimse bir başkasının tamamen fethedemez ve bir köle bile bir kölenin hakir karşılık verişinin altından kalkar, bu yüzden yapabileceğimiz tek şey, o anda ve orada, tek bir zar atışıyla her şey üstüne bahse girmek; ya hep ya hiç bahsi. Hayatı sürdürebilmek için başka bir yolu yok. İnsanlar onur ve sadakate övgüler yağdırır ancak insan çabasının yegane odak noktası bireydir. Bireyin ötesinde de birkaç birey vardır. Toplumun esrarengizliği; okyanus olan toplum değil, bireydir. * Her şeyi olan güvenimi kaybettim. Herkesten şüpheleniyordum. Dünyanın işleyişindeki tüm umut, sempati ya da neşe kavramlarına sonsuza kadar yabancılaştım. Bu gerçekten hayatımda belirleyici bir anda sanki kafam yarılıp açıldı ve o andan itibaren insanlarla kurduğun herhangi bir etkileşim, o yaranın açılmasına neden oldu. * Tanrı’ya soruyorum. Güvenmek bir suç mudur? … Mahsun güven, nihayetinde, suçun özü müydü? * Mutsuzluk. Bu dünyada bir çok mutsuz insan… Hayır, bu dünya mutsuz insanlarla dolu desem abartmış olmam herhalde. * Hayatın kendisi tüm suçların kaynağı. * Artık ne mutlu ne de mutsuzum. Her şey geçip gidiyor. Bu zamana kadar yaşadığım, soğuk bir cehennemi andıran sözde insan dünyasında tek gerçek şey bu. Her şey geçip gidiyor.
İnsanlığımı Yitirirken
İnsanlığımı YitirirkenOsamu Dazai · İthaki Yayınları · 202333,3bin okunma
·
58 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.