Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Gönderi

69 syf.
8/10 puan verdi
·
17 saatte okudu
Açlık Sanatçısı / Franz Kafka
. . Franz Kafka okumak keşke onu anlamak ile eşdeğer olsaydı keşke onu okuyan biz okurları onu tam olarak anlayabilmiş olabilsek, yaşarken anlaşılma ümidi içinde olan ve çoğunlukla da anlaşılamayan Franz Kafka’yı… Franz Kafka oldukça ilginç, oldukça kendi hayatı ile bağdaşık eserler ortaya koyan bir yazar. Öyle ki biz onun eserlerini okurken adeta onu okuyor gibi hissederiz. Bu diğer yazarlar için de geçerli olsa da ben Franz Kafka’da bunu epey fazla görüyorum… . . . Dikkat Spoiler İçerebilir! . . . . Açlık Sanatçısı içeriğinde 4 hikayeden oluşuyor; 1- İlk Acı: Burda bir trapez sanatçısının hikayesi anlatılıyor. 2- Küçük Bir Kadın: Bu hikayede bir kadın anlatılıyor ki bu kadın anlatıcıya bir acı veriyor. Sürekli olarak ondan bahsederken kırılmış ve anlaşılmamış olarak bahsediyor. Bu durum bana Kafka ve Milena’yı, Kafka’nın ona yazdığı mektupları anımsattı. 4- Josephine: Şarkıcı ya da Fare İnsanlar: Bu hikayede bir ses sanatçısı olan Josephine anlatılır. Josephine tamamen halka hitap eden bir şarkıcıdır. Halk onu çok sever. Ama Josephine bir zamandan sonra inzivaya çekilmek ister ve bunun için kaçar. Kaçarken de “…dünyevi acılardan kurtulmuş olan Josephine büyük bir neşeyle, halkımızın kahramanlarından oluşan geniş bir kalabalığın içinde kayıplara karışacak ve tarihimizi kaydetmek gibi bir meselemiz olmadığı için bütün kardeşleri gibi kısa bir sürede yüksek bir kurtuluş içinde unutulup gidecek.” şeklinde ifadede bulunulmuştur. Bu durum bana Franz Kafka’nın herkesin unutulacağı, bizzat kendisinin de, o yaşarken okunmayan bir yazar olan kendisinin de unutulacağını gizli bir ifade ile söylüyor sanki. Bu kısmı okurken ona söylemek istedim ki; ‘Hayır Franz Kafka, sen unutulmadın, sen yıllardır okunuyorsun, işte şimdi de hala okunan ve hatırlanan bir yazarsın sen edebiyat dünyasının “Kafkaesk” ‘i sen her okuduğunda tekrar yaşayan bir yazarsın...’ 3- Açlık Sanatçısı: Bu hikaye öyle bir hikaye ki hem kitabın başlığını başlık yapan, hem de yazarın hayatından son dönemleri açıkça anlatan bir hikaye o yüzden sona almak istedim. Bu hikayede açlık sanatçısı diye bilinen bir insan, bir kafes içerisinde aç kalıp insanlara gösterilmektedir. Açlık sanatçısı aç kalmaktan ne kadar memnun olsa da hayvanlar ile aynı ortamda bulunmaktan hoşlanmaz hele ki kendisinden daha çok ilgi gören (bakımı, beslenmesi) bu hayvanlar ona kendisini daha kötü, aşağılık hissetmesine neden olur. Gelip onu gören insanlar ne kadar ilginç bulsalar da ondan rahatsızlık duyarlar. Açlık sanatçısı aç kalmayı sanat haline getirmiş bir insandır ve kesinlikle yemek yemeyi reddeder yinede yanında duran görevliler onun bir şey yemediğinden emin olmaya çalışırlar. Bir gün açlık sanatçısı ve onun yanındaki insanlar konuşurlar; insanlar neden şimdiye kadar yemek yemediğini sorar, açlık sanatçısı ise, “Çünkü sevdiğim yiyeceği bulamıyorum. Eğer bulsaydım, inanın bana, ben de siz ve diğerleri gibi tıka basa karnımı doyururdum.” der. Franz Kafka’nın son eseri olan Açlık Sanatçısı, ve buradaki kahraman ile yazar arasında bir benzerlik vardır. Franz Kafka da hastalığı ve onun getirdiği açlık sebebiyle 1924 yılında vefat etmiştir. Bu hikayeyi okurken açlık sanatçısının hayvanlarla aynı yerde duymaya karşı olan öfkesi, teşhir edilmesine ve onu gelip görüp bir şey yokmuş gibi giden insanlardan rahatsız olması sanki gerçek hayatta duyarsız insanları anlatıyor… . Keyifli okumalar dilerim…
Açlık Sanatçısı
Açlık SanatçısıFranz Kafka · Altıkırkbeş Basın Yayın · 20006bin okunma
·
415 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.