Merhaba sevgili okurlar. Size Primo Türk Çocuğu adlı eserin içeriğinden ziyade Merhum Ömer Seyfettin'in aslında sadece bir çocuk hikayecisi olmadığından bahsetmek istiyorum. Bu eserini de özellikle aşırı Milliyetçi duygularla yazdığı için insanlar pek fazla içli dışlı olmaya yaklaşmıyor. Öyküleri kendilerine uzak buluyorlar. Ömer Seyfettin'in eserleri çocuklara dahi hitap etse tamamen vatan, millet sevgisi aşılamak amacıyla kaleme alınmıştır. Asıl bahsetmek istediğim Ömer Seyfettin'in hazin sonu.. Hastalandığı son zamanlarında gittiği hastanede o zamanlar insülin henüz keşfedilmedigi için yanlış tedavi uygulanmıştır. Ağrılarından bahsettikçe doktorlar ona güçlenmesi için sürekli meyve yemesi gerektiğini söylemişlerdir. Bu da hastalığını tamamen olumsuz etkilemiş hatta hayatına mâl olmuştur. Ve içime dokunan kısmı ise hastanede iken ne kadar çabalasa da çok sevdiği kızına ulaşamadan, onun adını sayıklayarak vefat etmiştir. Hastanedekiler onun milli bir kişilik olduğundan habersiz cesedi üzerinde otopsi ve deneyler yapmışlardır. Ömer Seyfettin olduğu ise daha sonradan ortaya çıkmıştır. Yazarın hazin hikayesini kendi dilimce anlatmaya çalıştım tabi siz kendiniz araştırarak daha güzel bilgilere ulaşabilirsiniz. O bir çocuk hikayecisi değildir. Benim kalbimde de çok önemli bir yeri vardır . Kendisini çok ama çok seviyorum. Esen kalın, iyi okumalar.