Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

520 syf.
8/10 puan verdi
·
Beğendi
·
3 günde okudu
SPOİLER İÇERİYOR!! YAZARIN "Aşk ve Müze Üzerine" sonsözüyle.. Masumiyet Müzesi çok merak ettiğim bir kitaptı, sürekli olarak karşıma çıkan alıntıları, incelemleri artık okumalısın dedirtti bana. Açıkçası okumaya başlamadan önce birkaç incelemeye bakmıştım ve seveni kadar sevmeyeni olduğunu da görünce merak beni iyice ele geçirdi ve o günün akşamı kitaba başladım. Bitirdiğimde ise Kitap hakkında şunu söyleyebilirim ki Kemal acaba Orhan Pamuğun kendisi mi? sorum akıllarda kaldı. Orhan Pamuğun okuduğum ilk kitabı aynı zamanda Masumiyet Müzesi. Kitabın ilk bölümü ‘Hayatımın En Mutlu Anı’ giriş paragrafı ise beni epey düşündürdü, okuduğumda neyle karşılaşacağım acaba dedim. Yoğun bir pişmanlık duygusu hissettim ilk okuyuşumda. Ya da geç kalınmışlık dedim. Tabi ki erkendi böyle konuşmak için. İşte bana bunları hissettiren o cümleler, “Hayatımın en mutlu anıymış, bilemedim. Bilseydim, bu mutluluğu koruyabilir, her şey de bambaşka gelişebilir miydi? Evet, bunun hayatımın en mutlu anı olduğunu anlayabilseydim, asla kaçırmazdım o mutluluğu. Derin bir huzurla her yerimi saran o harika altın an belki birkaç saniye sürmüştü, ama mutluluk bana saatlerce, yıllarca gibi gelmişti.” Daha sonrasında okumaya devam ettikçe, sayfalar ilerledikçe sarmamaya başladı, bu yasak olarak başlayan aşk beni çok rahatsız etti yarım mı bırakacağım acaba diye düşündüm daha 56.sayfadaydım yolun çok başında böyle düşünüyorsam ilerleyince neler olacak acaba diye kendi kendime sorarak okumaya devam ettim. 80.sayfaya geldiğimde düşündüğüm şey hatta bir arkadaşıma da bahsettim 'bir oturuşta okunan kitaplar vardır ya bir sayfa bir sayfa daha diye diye bitirdiğin kitaplar bu kitap o gruba girmiyor, dinlenerek, sindirilerek okunması gerektiğiydi. Sindire sindire 90. sayfaya geldim kitapta ama okuduklarım malesef beni daha da üzdü aslında tek tek sayfa sayfa yazmak isterdim bu kitaptaki her sayfanın bana hissettirdiğini.. Artık kitabın akışına alıştım ve okumaya devam ettim sadece taa ki 171.sayfada okuduğum şu cümleye kadar "Bir yandan Füsun'a olan aşkımın şiddetini, çaresizliğini kendimden saklamaya çalışıyor, yakında ona kavuşacağıma ilişkin saçma sapan ipuçları icat edip kendimi kandırıyor, diğer yandan da Sibel ile ileride kuracağım mutlu aile hayatının hayallerinden vazgeçemiyordum." 171.sayfaya kadar Kemal'i anlamaya çalışmadım hiç, hep empati kurmaya çalıştığım kişi Sibeldi. Kendime şu soruyu sordum Kemali anlamak istiyor muyum? cevabı kafamda netti,hayır anlamak istemiyordum. Arada sibel olduğu için bu aşk 171.sayfaya kadar bana asla Wow dedirtmedi. Ne büyüleyici bir aşk ama demedim. Oysaki kitaba başlamadan önce beklentilerim daha başkaydı. Ve tabi ki kitabın çok başında olduğum için böyle hissetmem çok normaldi. Kemal ve Sibel ayrılana kadar içimde bir sızı ile okudum, sibel kadar güçlü kalamadım onun kadara olgun karşılayamadım asla Kemal'in bu durumunu. Kemal ve sibel'in yolları ayrıldıktan sonra kitap bende daha akıcı hale geldi diyebilirim. Kitap bu kısımdan sonra bende kendiliğinden aktı gitti ve kalan kısmı 2 günde bitirdim. Kitabın dili oldukça sadeydi, Masumiyet Müzesi gitmeyi çok istediğim bir yerdi umarım bir gün yolum düşer kitabı okuduktan sonra dahada fazla istiyorum artık. Kitabın başlarında bu aşk bana büyüleyici gelmezken artık son sayfasında bulunan Kemal 'in "Herkes bilsin, çok mutlu bir hayat yaşadım." sözünden sonra bu tezim çoktan çürümüştü. Genel olarak iyi bir kitaptı beni rahatsız eden yerleri yukarıda belirttim zaten. Kitabı okuyanlara şimdiden iyi okumalar diliyorum..
Masumiyet Müzesi
Masumiyet Müzesi
Orhan Pamuk
Orhan Pamuk
Masumiyet Müzesi
Masumiyet MüzesiOrhan Pamuk · Yapı Kredi Yayınları · 202241,5bin okunma
·
155 görüntüleme
Firdevs okurunun profil resmi
Merak ettiğim bi kitaptı zaten ama sizin bu güzel incelemeniz üzerine merakım arttı en kısa sürede okuyacağım ben de ☺️🌸
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.