İlk yarısı, Serdar abinin kendi kendine yaptığı telkinler gibi geçiyor genelde. Günde 1~3 pasaj okunup iç muhasebe yapılabilecek türden. Harika bir birikimden doğmuş harika öğütler silsilesi, Allah razı olsun. Üçüncü çeyrek de vatan ve dünya görüşü üzerine kendi fikirlerini ortaya koymak üzere bir zemin hazırlığı var. Yine güzel bir birikimin sonucu olduğu aşikar. Yerinde tespitler, dengeli bir şekilde yorumlanmış. Son çeyrek de yazarımız artık kendi fikirlerini seriyor masaya. Bu bence olması gereken gibi, taraf tutmak insanlıktır, tarafını söyleyebilmek ise şerefliliktir. Serdar abi son çeyrekte tarafını ve fikirlerini açıkça haykırıyor. Katılınmayan düşünceler fikirler olabilse de üslup muazzam. Üslubun bu denli güzel olmasının sebebi de bence Ömer Tuğrul İnançer hocanın üslubundan gelen güzelliktir. Serdar abiyi okurken, dinlerken merhumu anmamak elde değil.