Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

312 syf.
8/10 puan verdi
Yaşanmışlığın dile getirilişi
İlhami Sertkaya'dan okuduğum bu ilk kitabında yazar olayları şu şekilde izah etmektedir; Kuşatma romanın devamı niteliğindedir. Kuşatma, bir fırtınalı dönemin içinde, dağlarda, kırlarda, kentlerde kuşatmaları yararak çıkabilmiş bir yaşantının savurduğu yurt dışı başlangıcının coğrafyası, Yunanistan’a kadar olan dönemim anlatımıdır. Buraya kadar romanın kahramanı olan ‘Xalo’, bu eserde ‘Berzan’ diye geçiyor. Belirsiz yolculuklara çıkmış bir iradenin, kendisi ve isteği dışında karşılaştığı ülkelerin, kavşakların tümü ‘yurt dışı’ olduğu için, değişik bir dönem ve şartlardan geçen bir yaşantı, değişik olaylar, gelişmeler, karışıklıklar, ‘ilegal’ olan Xalo’nun legal sayılan yaşantısına geçişindeki durumlarda, ‘Kuşatma’ın okurlarına yansıyan ‘Xalo’ profiliyle kalsın istedim. Çalkantılarıyla yeni dönemin kahramanın adının da ‘yeni’ olmasına ihtiyac duymuş, ‘Xalo’ya, ‘Berzan’ demişim. Bunlar, çok da önemli değil, aslolan, yaşanmışlığın dile getirilişidir. Unutulmamalı ki, bu eser de, bir ‘anı romandır’. Yani ‘kurgu’ ya da kurgunun geniş, özgür sınırları içinde, fantazileri özgürce yansıtabilmek değil, ondan yoksun, yaşanmışlığa bağlı zorunluluğunun anlatımıdır. Başka bir deyişle; fantaziler, ancak bu gerçek yaşanmışlığa bağlı olarak anlatılmaya çalışılmıştır. Bu çalışmanın uzun sürmesi, oldukça gecikmesi, bir yığın önemli-önemsiz detaylardan, uğraşlardan başka, yaşanmışlıkları özenle anımsanması ile de ilgilidir. Yıllara, yollara savrulmuş kayıp parçaların toplanması gibi bir durum. Uğranılan kentlerden, varılan köşelerden, kalabalıklardan, iz bırakan kavşaklardan tekrar ‘geçme’ çabasının zorladığı ‘hatırlamalarlar’. Düşünerek anımsamaların objektifliğini zorlamak, galiba zor olmalı. Yaklaşık otuz yılın kanatları arasında gezinmek. Mülteci kederinin ‘unutma tehlikesine uğramadan’ anlatımı. Adına ‘sürgün’ denilen hayatın içinde, irade dışı karşılaşılan ‘talihsiz rastlantıların da sürügünü’ olmuş bir ömrün karmaşalarıyla birlikte, ‘kederlerden gülerek geçtim’ de, sadece ‘kederi’ anlatmak değil, ona karşı gülüş ve sorgulama da var. Berzan’ın bazı dönemlerde, arkadaşına gönderdiği mektuplarda, hayata bakışına, düşüncelerine dair bazı deyatlar da okuyacaksınız. ‘Kuşatma’ da Xalo, ‘Kederlerden gülerek geçtim’de, Berzan, ‘mülteci kedere’ direnmenin kendi şahsında yaşamıdır. Bu eserde, ayrıca, ‘Kuşatma’ dan unutulmuş, yazılmamış ‘dağlı günler de’ var. Oradan başlayıp, uzak diyarların birinde sonlanıyor. Her ‘sonlanma’ bir başlangıçtır. Bütün bu yaşanmışlıklardan sonra nasıl bir başlangıcı bir insanın çok da uzun olmayan ömrü başlatır, bilinmez. Bu konuda bildiğim şey ,Yunan düşünürün cümlesinde yansıyan gerçekliğidir; ‘Ben oldukça, ölüm yok. Ölüm gelince de zaten ben yokum’. Kitap kurgusal olarak çok güzel duygularla ele alınmıştır. Yazım hataları fazla ama olayların insanın iç dünyasına hitap ediyor olması bu hatayı gözler önüne pek sermiyor. Berzan karakterinin derinlemesine olarak ele alınması ve onun kendi yaratmaya çalıştığı dünyası benim çok hoşuma gitti. Haksızlığın karşısında büsbütün dimdik ayakta güçlü durması da beni oldukça etkisi altına aldı. Bazen Berzan'ın yerine kendimi koyduğum bile oldu. Çünkü onun bizlere anlatmaya çalıştıkları düşüncelerini hâlen bile hayatımızda görüyoruz. Mülteciliğin verdiği zor yaşamlara karşı çok güçlü bir şekilde dayandığını görmek beni mutlu etti. Ama yaşadığı acılar oldukça kötüydü. Köylerinin yakılması, amcasının karakolda işkence ile öldürülmesei vs..daha nice serüvenler onu hiç tanımadığı ülkelere sürgün etmesiyle damgasını vuran bir yapıt. Yazarın eline koluna sağlık çok güzel duygularla bir yapıt ortaya koymuş ve takdir edilecek bir üslupla hareket ederek meramını açıklamaya çalışmıştır. Doğu’nun diye tabir edilen kavramın içini çok iyi şekilde dolduran bir yapıt ortaya koymuş.
Kederlerden Gülerek Geçtim
Kederlerden Gülerek Geçtimİlhami Sertkaya · Sitav Yayınları · 20163 okunma
·
64 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.