Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Gönderi

296 syf.
8/10 puan verdi
·
Beğendi
·
6 günde okudu
J. G. Ballard, çocukluk anılarından beslenen bol ödüllü romanı “Güneş İmparatorluğu” ile insanlığın en kanlı savaşı sırasında Uzakdoğu’da yaşananları seriyor önümüze… Yarı otobiyografik bir roman bu ve Japonların Pearl Harbour baskınından ABD’nin masum halk üzerine atom bombaları atışına kadar geçen uzun ve kanlı yıllarda, bir Japon toplama kampında kalan İngiliz çocuğun gözünden yaşananları aktarıyor. Ailesi ile birlikte Şangay’da, adına Uluslararası Yerleşim Birimi denen ayrıcalıklı bir bölgede yaşıyor Jim. Babası bir tekstil fabrikasının genel müdürü ve aile, benzeri tüm İngiliz, Amerikalı, Fransız aileler gibi, içinde yaşadıkları yoksul topluma hiç karışmadan, büyük bir zenginlik içinde ayrıcalıklı hayatlarını sürdürüyorlar. Halkın girmesinin yasak olduğu, korunaklı bu yerleşim biriminde ülkelerinde olduğundan bile daha fazla imkana sahipler. Çocuklarını özel okullarına gönderiyor, boş zamanlarında tenis, golf oynuyor, kulüplerde, partilerle sosyalleşiyorlar. Güvenli hayatları öncelikle Japonların Çin’e saldırması ile kesintiye uğruyor; evlerinden ayrılıp bir otele yerleşmek zorunda kalıyorlar. Kısa süre sonra Japonlar Pearl Harbour baksını ile birlikte, otelin penceresinden güvenle seyrettikleri İngiliz donanma gemisini de batırınca bir anda kanlı savaşın içine düşüyorlar. Ailesinden ayrı düşen Jim 1945’te, ABD’nin atom bombalarını atmasına ve savaşın fiilen bitişine kadar bir Japon toplama kampında kalacak. Ballard da bize savaşı, bu 11 yaşındaki, hayatı henüz hiç tanımayan çocuğun gözünden anlatacak. Jim’in kampta geçen uzun yıllarını takip ederken acıyla savaşı sorgulatıyor Ballard okuyucusuna. Zaten ironik bir dili var ve yaşanan insanlık savaşının, kaybolan tüm değerlerin ortasında, yüzbinlerce insan inanılmaz kötü koşullarda yaşamını sürdürmeye çalışırken ne için, kimler için savaşıldığını düşündürüyor. Gerçekten ne için savaşıyor insanlık? Dillere pelesenk olmuş, marşlara sokulmuş hali ile vatan için, özgürlük için, hak-hukuk için mi? Yüce insanlık değerleri için mi? Yoksa birbirinin malını çalmak, ya da birileri didişirken onlar üzerinden para kazanmak için mi? Ballard sivri dilini daha ilk cümlelerinde çıkarıyor ortaya : Aile giyinip süslenip kostümlü baloya giderken arabalarının ön tekerleği güvenlik kapılarını mesken tutmuş ihtiyar dilencinin ayağını yanlışlıkla eziyor. Sokaklarda benzeri binlercesi olan, açlık ve yoksulluktan zaten yarı ölü durumundaki Çinli adamın sesi bile çıkmıyor; kısa süre sonra Jim böylesine çaresizliğin nasıl bir şey olduğunu tecrübe edecek. Toplama kampında paçavralar içinde, ilaçsız, bakımsız, kurtlu bulgur ve patatesle hayatta kalmaya çalışacak; ölenlerin tayınlarına göz dikecek, ekşimiş bir patatese bile muhtaç hale düşecek. Ballard bir çocuğun saf gözlerinden savaşı anlatırken farklı duygulara sürüklüyor okuyucusunu. Bir yandan masumiyetin ölüşünü simgeliyor Jim, diğer taraftan hayatta kalabilmek için yaptıkları ile kötülük-iyilik arasındaki ince sınırı zorluyor. Kendisinden sadece birkaç yaş büyük kamikaze pilotlarının ölüme gidişindeki saçmalığı hissediyor, ama uçak sevdasından dolayı onlar gibi ölecek bile olsa uçabilmenin hayallerini kuruyor. Zaten sefalet içinde yaşayan Çin halkı için savaş ile tek değişenin belki açlığın biraz daha fazla olması, ölümün biraz daha hızlı gelmesi olduğunu görüyor, ve onların o yoksul, çaresiz dünyalarını tanıdıkça, hatta birlikte savaştıkları Amerikalılar tarafından nasıl aşağılandıklarını gördükçe intikamlarının korkunç olacağı kehanetinden bulunuyor. Nagasaki’ye atılan bomba onun için bir dakika boyunca parlayan, göz alıcı yeni bir güneş. İşte savaştan geri kalan acılar içindeki hasta, sakat, aç yığınlarla oluşturulan da bu; yeni Güneş imparatorluğu. Ballard’ın detaylı betimlemeleri ile savaşı içindeymişçesine yaşıyor ve kitabı elinizden bırakmak istemiyorsunuz. Bunca başarılı gözlem yeteneğinin ardında o kamplarda gerçekten de yıllar geçirmiş bir çocuğun acılı hatıraları var. Herkesin, ama özellikle savaşmayı marifet sananların okumasını çok isterim.
Güneş İmparatorluğu
Güneş İmparatorluğuJ. G. Ballard · Ayrıntı Yayınları · 199087 okunma
·
130 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.