Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

Karıncalar ⊙⁠.⁠☉
Karınca, dost ile yabancı arasında ayrım yapar. Sir John Lubbock iki farklı yuvadan karınca aldı, onları viski ile sarhoş etti ve bilinçsiz bir haldelerken yuvaların birinin yakınına, bir miktar suyun yanına bıraktı. Yuvadan gelen karıncalar, bu yüz karası yaratıkları incelediler ve tartıştılar, sonrasında arkadaşlarını eve taşıyıp yabancıları suya attı­lar. Sir John, deneyi birkaç kez tekrarladı. Ayık karıncalar ilk sefer yaptıklarını bir süreliğine tekrarladılar -arkadaş­larını eve taşıyıp yabancıları suya attılar. Ama sonunda, ıslah etmeye yönelik çalışmalarının boşa gittiğini görün­ ce sabırları tükendi ve hem arkadaşlarını hem yabancıla­rı suya attılar. Hadi bakalım -bu içgüdü mü, yoksa daha önce tecrübe etmedikleri yeni -kesinlikle yeni- bir şey hakkında yapılan düşünce dolu ve zekice tartışma mı? Ka­rara varılmış, cezası tebliğ edilmiş, yargısı uygulanmış. Bu içgüdü mü? -çağlar boyu alışkanlıkla taşlaşmış düşünce mi -yoksa yeni olaydan, yeni durumlardan ilham alınmış, tamamen yeni bir düşünce mi?
·
459 görüntüleme
Mary mallon okurunun profil resmi
Sir John Lubbock (1834-1913): İngiliz asıllı bilim adamı. Arkeoloji, et­nografya, biyoloji alanlarında çalışmalar yapmış, karınca ve arı gibi zar kanatlı böcekler üzerine inceleme yazıları yazmıştır. (ç.n.)
Mary mallon okurunun profil resmi
Sir John Lubbock bir karıncanın, kendi türünden olan yaban­ cı bir karıncayı -bu yabancı boya ile kamufle olduğunda bile- çabucak tanıdığını pek çok deneyle kanıtladı. Ayrı­ca, her karıncanın, kovanındaki 500.000 ferdin her birini tanıdığını da kanıtladı. Bunun dışında, bir senelik yokluğu sonrasında geri dönen ve 500.000 karıncadan biri olan kayıp karıncayı anında tanıyıp sevgi dolu bir karşılama ile tanıdığını gösterdiğini de kanıtladı. Bu tanımalar nasıl gerçekleşiyor? Tabii ki renk ile değil, zira boyanmış karıncalar da tanınmıştı. Koku ile de değil, zira kloroforma batırılan karıncalar tanınmıştı. Konuşma ile değil ve anten işaretleri ya da irtibatları ile de değil, çünkü sarhoş ve hareketsiz ka­rıncalar tanınmıştı ve arkadaş olan yabancı olandan ayırt edilmişti. Karıncaların hepsi aynı türdendi, bu sebeple ar­ kadaş karıncalar, taşıdıkları biçim ve özelliklerden tanın­ malıydı-500.000 fertten oluşan bir kovanın parçası olan arkadaşlar! Herhangi bir insanın biçim ve özellikleri tanıma bakımından buna yaklaşan bir hafızası var mı?
Miss Hacker okurunun profil resmi
Karıncalar derken aklıma şey geldi; bazı karıncalar başka yuvalardakileri köle yapıyorlar. 👀
Mary mallon okurunun profil resmi
Askerleri falan da varmış😳😳 şaşkınım
7 sonraki yanıtı göster
Mary mallon okurunun profil resmi
G.A.: Kabul etmeliyim. Bu, bir alışkanlığın sonucu de­pildi; senin tabirinle düşünüp taşınmanın, düşünmenin, şunu ve bunu bir araya koymanın tüm görünümüne sahip. Ben bunun düşünce olduğuna inanıyorum. Y.A.: Sana düşüncenin başka bir örneğini vereceğim. Franklin'in odasındaki bir masada bir kase şekeri varmış. Karıncalar ona ulaşmışlar. Pek çok önleyici tedbir denemiş ama karıncalar bu tedbirlere üstün çıkmışlar. Sonunda erişimi kesen bir tedbir akıl etmiş-büyük ihtimalle masa­nın ayaklarını su dolu tencerelere sokmuş ya da kasenin etrafına katrandan bir halka çizmiş, hatırlamıyorum. Her halükarda, ne yapacaklarını görmek için izlemiş. Pek çok farklı plan denemişler-planların her biri başarısız olmuş. Karıncalar fena halde şaşırmışlar. Sonunda bir toplantı dü­zenlemişler, problemi tartışmışlar, bir sonuca varmışlar­ ve bu sefer, büyük filozofu yenmişler. Arka arkaya dizilip zemini geçmişler, duvara tırmanmışlar, tavan boyunca yü­ rüyüp tam kasenin üzerindeki bir noktadan teker teker aşağıya atlamışlar! Bu içgüdü müydü?-Hani çağlar boyu miras alınan alışkanlık ile taşlaşmış düşünce?
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.