Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Gönderi

188 syf.
8/10 puan verdi
Ben imkansız aşklar için yaratılmışım
youtube.com/watch?v=sHsGGYD... Absürt klibini bir kenara bırakacak olursak, kitaba inceleme yazmaya geçtiğim an aklıma bu şarkı geldi. Ki gerçekten de bana göre kitaba "cuk" oturacak türden bir şarkı seçtim yine. Helal olsun bana :P Murakami'yi severim. Alışveriş listesi dahi yazsın, okurum diyecek kadar da değil elbet ama birlikte dördüncü yolculuğumuza çıkmışız ve ben bu yolculukların her birinde az ya da çok keyif almışımdır. Artık iyiden iyiye alametifarikasına da aşina oldum diyebilirim naçizane. İncelikli ve de ilgi çekici karakterler, melodik ve hoş karakter isimlendirmeleri, kulakta kir pas bırakmayacak türden müzikler, yaz kış demeden insanı aşka sürükleyesi aşk hikayeleri... Eksiği yok, fazlası var. Bu kitabımızda da yine ana temamız aşk. Ama ne aşk. Yetişkinlerin aşkları bir yana, gerçi artık yetişkinlerde de aşk denince akla aşktan başka her bok geliyor oldu. Ya da aşkın tanımı falan değişti de biz eski kafalılar, hala buna ayak uydurmakta güçlük çekiyoruz. Herkes bir şeylerden dem vuruyor ama herkes fırsat bulduğunda dem vurduklarından bir parmak almaktan geri durmuyor falan. Neyse... Ne diyordum? Yetişkinlerin aşkları bir yana, çocuklukta yaşanılan, adına aşk denir mi denmez mi bilmem ama o tatlı heyecanlar var ya, işte onlar bir başka. Ana karakterimiz Hacime'nin hikayesindeki, kitaba temel oluşturan aşkı Şimamoto da çocukluk heyecanı olunca, bambaşka bir keyif verdi okurken. Beni de çocukluk heyecanlarıma götürdü, büyüdükçe tadını asla bulamadığım... Yanında heyecanlandığın o kızın, saçındaki tokayı kaybetmesinin bile seni nasıl da telaşlandırdığı, köşe bucak o tokayı bulmak için çırpındığın, senden başka kimse bulamasın diye ararken içten içe dua ettiğin ve bulduğunda da küçük çaplı zaferini bir kral edasıyla kutladığın... Şanslıysan bir küçük buseyle bunu birlikte kutladığınız hatta... Hey gidi hey... Yaşlanmışız mınakoim, bir kez daha ikna oldum, sal beni aşk ben gideyim artık... Ne diyorduk, Hacime de çocukluğunda en saf duyguları ve de heyecanları tattığı Şimamoto'yu hayatı boyunca peşinde sürüklüyor. Büyümeyi gözardı ederek, çocukluğunda kalan o duyguları yeniden hissetmenin çabasına düşüyor, aşk sandığı her duyguda onun izlerini arıyor. Bulamadıkça daha bir umutsuzluğa düşüyor, düştükçe daha da debeleniyor. Aslında nispeten şanslı sayılabilecek biri karakterimiz. Her ne kadar çocukluk aşkıyla evlenemese de, iyi bir eşi ve iki de kızı var. İşleri yolunda, iki caz bar sahibi, arada küçük kaçamaklar da yapıyor ve kaynatasının da desteğini ve de taktiğini arkasında hissediyor. Böyle kaynata dostlar başına :D Ama hep ne olur? Evet bildiniz: İnsana rahat batar... Yıllar sonra çıkagelen çocukluk aşkı, kafayı allak bullak ediveriyor. Burada çok spoiler vermek niyetinde değilim, kitaptan alacağınız hazzı etkilemek ve kendi başınıza yapacağınız çıkarımları yönlendirmek olsun istemem. Zaten ben de inceleme yazmadan evvel kitaba ait hiçbir incelemeyi okumadım ki fikirlerim, başka fikirlerden etkilenmesin diye. Yalnız okudukça, o malum gecenin sonrasında ve de meşhur zarfın akıbetini öğrendiğinizde, kafanızda üç aşağı beş yukarı bir çıkarım belirecektir. Eğer ki bu çıkarım daha evvel belirmişse kafanızda, helal olsun valla size derim ben :) Son olarak, kitabı zaten tavsiye ederim. Söylememe dahi gerek yoktu ama söylemiş olayım. Ve de daha evvel de bir başka kitap incelemesinde değinmiş olsam dahi tekrar değinmekte bir beis görmediğim şeye değineyim: Aklında bir başkası olduğuna ikna olduğunuz biriyle hayatınızı sürdürmeyin. Buna sürdürmekten çok, süründürmek denir çünkü. İnsanlar mantıkları doğrultusunda birliktelikler yaparlar bazen, bu ilerleyen yaşlarda daha olası birlikteliklerdendir hatta. Ama artık mantığı devreye soktuğunuzu düşünüyorsanız, duygularınıza ket vurmanız gerektiğinin bilincinde olmalısınız. Daha açık ve de yöresel dilde ifade edecek olursak: Sevdiğini alamadıysan, aldığını seveceksin...
Sınırın Güneyinde, Güneşin Batısında
Sınırın Güneyinde, Güneşin BatısındaHaruki Murakami · Doğan Kitap · 20124,283 okunma
·
297 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.