1800 lü yıllarla günümüz arasında gidip gelen bir hikayesi var kitabın.
Eşinden boşandıktan sonra aldığı evin bahçesinde 1800 li yıllara ait insan kemikleri bulan Julia bu kemiklerin kime ait olduğunu bir cinayete mi kurban gittiğini yoksa doğal yollarla gerçekleşen bir ölüm mü olduğunu merak ederken evin eski sahibinden aldığı bir telefonla harekete geçiyor ve kendini 1800 lü yıllardan kalma mektuplarla, yeni ve ihtiyar bir keçiyle dost olurken buluyor. Kitapta polisiye hiç yok. Maura nın adını birkaç kez görüyoruz hepsi bu. Ancak 1830 lu yıllardaki sınıf farkını sosyal yaşamı da konu edinen geçmişe giderek tıp öğrencilerinin yaşadığı zorlukları mezar soyguncularını,genç ve yalnız bir kadın olmanın zorluklarını anlatan harika bir kitap.
