Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

Girişte de belirttiğimiz üzere Batılılaşma süreci, Müslüman toplumların sahip oldukları kimlik ve zihniyetlerinin büyük oranda zayıflamasına neden olmuştur, Bir taraftan fıkhi düşüncenin dayandığı temel değer ve ilkelere aykırı fikirlerin yayılması diğer taraftan da fıkıh kurumunun yatay boyutunu teşkil eden ve İslami ilke ve değerleri taşıyan toplumsal kurumların büyük oranda ortadan kalkması, bir kimlik sorununa dönüşmüştür. Mesela sosyalist, feminist, faşist, eşcinsel gibi Müslümanlık kimliğiyle uzlaştırılması mümkün olmayan kimliklerin Müslümanlık ile bir araya gelebildiği görülmektedir. Üstelik bu tür kimlik arayışlarına ayet-hadislerden veya fukahanın görüşlerinden referanslar bulunmaya çalışılmaktadır. Mesela ülkemizde bazı çalışmaların satır aralarında görüldüğü gibi Hanefilik kimliğini Türk kimliği ile Şâfiilik kimliğini Kürt kimliği ile ilişkilendirmek bu parçalı ve kaotik kimlik anlayışının bir sonucudur. Kimliğin oluşumunda dine aykırı düşünce ve anlayışların dinle yan yana getirilebilmesi dinin tam olarak anlaşılmadığı anlamına gelmektedir. Birçok din gibi İslam da bir dünya görüşü ortaya koyarak mensuplarına kişilik ve kimlik kazandırma amacı gütmektedir. Bu şekilde her Müslüman için vazgeçilemez veya asla kabul edilemez söylem ve eylemlerin ne olduğu belirlenmiş olmaktadır. Ancak günümüzde kendini Müslüman olarak tanımladığı halde temel inanç öğelerini kabul etmeyen, bağlayıcı hükümleri (farz-haram) dikkate almayan çok sayıda insanın bulunması toplumda ciddi bir kimlik bunalımı olduğunu göstermektedir. Zihniyetin, birbiriyle tutarlı değer yargıları, tercih ve eğilimleri olduğu dıkkate alındığında Müslümanların yaşadığımız çağda maruz kalmış oldukları en büyük tahribatın zihniyet krizi olduğu söylenebilir.”
Sayfa 232Kitabı okudu
··
124 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.